Hillary Clinton, PKK için "ortak düşman" dedi. Kıbrıslı Türklere yönelik tecridin sona erdirilmesi amacıyla işbirliği yapılacağını vurguladı. Suriye ile İsrail'in arasını bulmak için çaba sarf eden Tayyip Erdoğan'ı övdü. "Abdullah Gül'ün İran ziyareti önemli" demek suretiyle, bu ülkeyle diyalog kapısını araladı; böylece, "İran'la Türkiye'nin yaklaşması, ABD ile ilişkilerimizi zedeler" şeklindeki ezberi bozmuş oldu. Türkiye'nin, "bölgenin lideri" olduğunu söyledi. Zaten Obama'nın bir ay içinde ülkemizi ziyaret edeceği haberi de, bu düşüncenin bir ifadesiydi.
Kısacası, ağzından bal damladı. 1999'da, Bill Clinton, Türk halkında büyük sempati yaratmıştı. "Neden bizim de ona benzeyen bir cumhurbaşkanımız yok?" diye az üzülmemiştik. Genç, dinamik, yakışıklı ve sempatik.
ABD ile aramızı Bush bozdu. Ve birden bire Türkiye, Amerika'yı sevmeyen ülkeler arasında ön sıralara yerleşti. Bakın göreceksiniz, işler nasıl tersine dönecek. İlk sempati kıvılcımını Dışişleri Bakanı Hillary Clinton yaktı. Arkadan bir de Barack Obama gelsin! Anketlerde ABD sevgisi zirve yaparsa hiç şaşırmayın.