Fasıl gecesine giderken, doğrusu, "Güncel olay" haline gelebileceğimi hiç sanmıyordum. Cuma, benim için günlerden bir gündü sadece. Muhtelif dostlarla beraber olmak da, sık sık yaşadığım bir lezzet. İnsanın her meclisten alacağı bir ders, öğreneceği bir şey var. Bu yüzden, yalnızlıktan ziyade, kalabalıkları severim. Sağ olsun Fehmi Koru, bir süredir fasıla beni de davet eder oldu. Her defasında, farklı bir mekânda biraraya geliyoruz. Özlediğim arkadaşları görüyor, yeni dostlar ediniyor, Türk musikisinin unutulmaz parçalarını dinleyip, öz kültürümüzün derinliklerine dalıyorum.
Bu masum buluşmalar, Aydın Doğan'ın katılımıyla medyanın gündemine düştü. Medya patronuna yüksek bir vergi cezası kesilmişken, biraraya gelinmesi ise, dikkatleri toplantının üzerinde yoğunlaştırdı. O geceyi, muhtelif kalemlerden okuduk. Ben, Doğan ile aynı masayı paylaşıyordum. Ahmet Hakan'ın da yazdığı gibi, bizim masada sadece ben ve Aydın Bey şarap içtik. Bir tabu mu yıkıldı bilmiyorum ama, Fehmi Koru, herkes arzu ettiğini içmekte serbest diye bize yeşil ışık yaktı.
Aydın Bey keyifliydi; Eresin Oteli'nin sahibi meğer 50 yıllık dostuymuş; taa Sirkeci'den tanışıyorlarmış. Biraz hatıralarını tazelediler.
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir de, Aydın Doğan'a saygıda kusur etmediler. Belediye başkanları, ona karşı, AK Partili olmaktan kaynaklanan bir husumet içinde değillerdi. Zaten siyaset, birkaç nezaket cümlesinden ibaret kaldı. Meselâ Aydın Doğan, "Diyarbakır'da olsam AK Parti'ye oyumu verirdim" dedi.
O gece, uşşak makamında şarkılar dinledik. Sevdiğim bir çok şarkının bu makamda olduğunu gördüm. "Yalnız bırakıp gitme bu akşam yine erken / Öksüz sanırım kendimi ben sensiz içerken..." "Akşam oldu hüzünlendim ben yine / Hasret kaldım gözlerinin rengine..."
O gece Samime Sanay ve Aylin Şengün Taşçı'dan güzel şarkılar dinledik. Taşçı'nın sesi Melahat Gülses'i andırıyor. "Aşktan yana" isimli CD'sini bana hediye etti. Özellikle o CD'de yer alan "Bir kızıl goncaya benzer dudağın" şarkısını hararetle tavsiye ederim.
Son olarak, astım ve alerjik hastalıklar uzmanı Prof. Ahmet Rasim Küçükusta'dan da söz etmek isterim. O da ud çalıyordu. Sadece müzikten değil hastalıklardan da konuştuk. Bana bazı tavsiyelerde bulundu: "Torununuza inek sütü tedarik edemeseniz bile, hiç değilse Süt Endüstri Kurumu'nun (SEK) sütünü ve kefirle yapılmış ayran içirin" dedi.
Bir fasıl gecesi, hem müzik, hem bilgi alışverişi içinde gene çok zevkli geçti.