Ergenekon konusunda ezber bozmak gerekiyor. Evet... Kontrgerilla denilen yapı, antikomünistti; üstelik sadece Sovyet işgaline karşı gerilla savaşını örgütlemedi; yıllar içinde, solu ve solcuları da hedef aldı. Bu amaç için, Ülkücü gençlikten ve milliyetçi insanlardan istifade edildi. İcabında darbe desteklendi.
Ergenekon'a baktığımızda ise, "sola" ve "ultra laik" kesime dayalı bir "ulusalcılık" ideolojisi tesbit ediyoruz. Buradan hareketle, Ergenekon davasından yargılananlar "Biz Kontrgerilla olamayız" diye itiraz ediyor.
Şöyle bir düşünelim: Kontrgerilla denilen yapının, ABD/NATO çizgisinin dışına çıktığı olaylar cereyan etmedi mi? Meselâ, 6-7 Eylül. Türkiye'deki Türkleri, Kıbrıs davasına kazanmak, adaya ilgiyi arttırmak için organize edilmişti hadiseler, sonradan kontrolden çıktı; gayrimüslimlerin dükkânları yağmalandı. Dönemin Kontrgerillası, bu yapıyı, Türkiye'nin "milli menfaati" gibi gördüğü bir mesele için kullanmıştı.
Soğuk savaş sona erdikten sonra, birçok ülke, anti-Sovyet ve antikomünist yapılanmayı tasfiye etti. Bizde ise, bu şablon üzerinden, farklı tehditlere karşı yeni hedefler tayin edildi. Belgeler, 1999'da, "Bölücülük" ve "irtica" olarak belirlenen iki önemli iç tehdide (!) karşı yeni bir örgütlenmeye işaret ediyor. Artık, olayın uluslararası veyahut NATO'yla ilgili bir boyutu kalmamış ki! Ama bir ucu Özel Harp Dairesi ya da Özel Kuvvetler'de olan, diğer ucu, "vatansever" sivillere uzanan yapı, olduğu yerde duruyor.
Ergenekon davasıyla "Bu işi kökünden hallettik" de diyemeyiz. Muhtemel Sovyet işgaline karşı gerilla savaşını örgütlemek üzere, sonra Özel Harp Dairesi'ne dönüşen Seferberlik Tetkik Dairesi 1950'lerde kuruldu; komünizm tehlikesi kalmadığına göre, bu yapı niçin şekil değiştirmeden aynen varlığını sürdürüyor? Bizde tasfiyenin zor olmasının, hatta bugün için imkânsız görünmesinin sebebi, Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin, siyasetçiyi denetim altında tutan "vesayetçi" konumudur. Zaten, Ergenekon faaliyetlerinin, bu vesayetin 1000 yıl sürmesini sağlayacak bir zemin oluşturma amacını taşıdığı açıkça görülmektedir. "28 Şubat bin yıl sürecek" diyen emekli Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun kulakları çınlasın!
***
Yasal Uyarı : Tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi izin alınmadan kullanılamaz.
http://sabah.com.tr/gizlilik_bildirimi.html