Abdullah Gül, CHP milletvekili Canan Arıtman'ın iddiaları karşısında, ailesinin bütün fertlerinin Türk ve Müslüman olduğunu açıkladı. Bir deli kuyuya taş atar, bin akıllı çıkartamaz. Şimdi diyecekler ki, "Ne yani, Ermeni olmak kötü bir şey mi... Abdullah Gül, kendisini temize çıkarmak istercesine, neden anne tarafında Ermeni olmadığını söylüyor?"
Ama unutmayalım: Arıtman, Gül'ü yaralamak maksadıyla böyle bir iddia ortaya attı. Cumhurbaşkanı, Ermenilerden özür dilenmesini, demokratik çoğulculuğun gereği olarak değerlendiriyor ya, "onun sütü bozuk" demek istedi.
***
Meselâ Yalçın Küçük ya da Soner Yalçın, bir sürü insanı Sabataist olarak nitelendiriyor. Aynı Arıtman gibi, bunu iyi niyetle yapmıyorlar. O kişilerin davranış biçimlerinin ya da düşüncelerinin, bu kimlik altında değerlendirilmesini istiyorlar.
Anne tarafım "Kapanlı" olduğu için Sabataist listesine beni de koymuşlar. Oysa, Sabataist olanlar "Kapanlı" değil, "Kapani" ler. Dedemin ismi "Mekki", Osmanlı paşası olan babası Necip Paşa, Mekke kumandanıyken doğmuş ve bu ismi almış. Her zaman
"Biz evlâd-ı fatihanız. Osmanlı, fethettiği topraklara en kıymetli teb'asını gönderirdi; biz onlardanız" derdi. Bu gerçeğe rağmen, Soner Yalçın'ın kitabındaki Sabataist listesinde ismim bulunuyor.
Tekrar başa gelelim... İnsan Ermeni de olabilir, dönme de. Ama karşı taraf, belli ki sizi kötülemek, ya da sözlerinizin değerini azaltmak için bu yaftayı yapıştırıyor. O zaman, yanlışı düzeltmekten başka çare var mı?