Caroline Koç ile birlikte kurduğu Haremlique ve Selamlique markalarıyla geleneksel Türk motiflerinin lüks segmentte uluslararası pazara açılmasına katkı sağlayan ünlü tasarımcı Banu Yentür, yepyeni bir marka yolcuğu için yeniden kolları sıvadı. Ve bu kez doğduğu topraklardan yani Hatay'dan yola çıktı. 6 Şubat depremlerinin ardından başta Hatay olmak üzere bölgede istihdamı destekleyecek şekilde bir proje arayışına giren Yentür, aslında uzun zamandır planladığı zanaatkarlık mirasına da sahip çıkan bir girişime imza attı. Markasını oluştururken çok uzağa gitmedi, Haremlique ve Selamlique'ta olduğu gibi yine Osmanlı dönemine ait bir kavramdan etkilendi. Batı dillerinde yeni, güncel ya da 'modern formda' anlamında kullanılan neo kelimesi ile Osmanlı İmparatorluğu'nun bir nevi esnaf birliği gibi işleyen lonca'sını birleştirdi; ve ortaya Neolonca çıktı. Neolonca'nın yola çıkış hikâyesini anlatan Yentür, 6 Şubat depremlerinin ardından bölgeye nasıl bir katkı sağlayabilirim diye düşünerek hemen harekete geçti. Hatay Valiliği, Defne ve Arsuz belediyeleriyle iş birliği yaparak tüm fiziksel zorluklara rağmen bölgedeki önemli zanaatkarlara ulaştı. Yerel üreticilere de destek olmak için ihtiyaç duyduğu malzemeleri bölgedeki kaynaklardan elde ederek, üretim sürecini başlattı. 2 yıla yakın bir zamanda hazırlanan Neolonca koleksiyonu, kilim-halı dokumacılığından, çini ustalığına, tahta oymacılığından kuyumculuğa, ipekçilikten, cam işlemeye kadar birçok farklı disiplinden ürünleri tek çatı altında topluyor. Örneğin koleksiyondaki kilim desenleri Hatay'ın karakılçık buğdayından ilhamla geliştirilirken, üretimi Uşak'ta yapıldı. Ancak Yentür, bölgedeki istihdama katkı sağlamak için Hatay'a bir halı-kilim atölyesi kuracaklarını söyledi. Aynı şekilde bölgenin tasarım belleğinden yola çıkılarak üretilen çini desenleri İznik'te işlense de bundan sonrası için Hatay'da bir çini atölye kurulması planlanıyor. Ağırlıklı olarak Hatay'da geleneksel el sanatlarını güçlendirmeye, usta-çırak ilişkisini geliştirmeye yönelik planlarını paylaşan Yentür'e mağazalaşma hedeflerini de sordum. "Ben mağazacı olmayacağım" sözleriyle başlayan Yentür, "Bu projeyle daha çok eğitime ve kültüre yatırım yapmak istiyorum. İnşallah bir tasarımcı olarak bu bana nasip olur. Belki bir yatırımcı da bizim ürünlerimizi satmak için mağazalaşmaya karar verir o zaman istihdam konusunda hedeflerimizi daha da yükseltiriz, kim bilir" diyerek de bölgeye ilişkin temennisini paylaştı.
***
ECZACIBAŞI'DAN BİR KİTAP DAHA
Eczacıbaşı Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, yazarlığı sevdi. Bu yıl iş yaşamında ellinci yılını kutlayan iş insanı, 2023-2024 yılları arasında kaleme aldığı denemelerini 'Biraz Daha Düşününce' adını verdiği yeni kitabında topladı. Böylece 2018'de İşim Gücüm Budur Benim adıyla ilk kitabını yayınlayan Bülent Eczacıbaşı'nın, yaptığı seyahatlerde çektiği fotoğrafları topladığı Yoldan (2020) ve Dönüşümden Yansımalar (2022) ve denemelerini topladığı Aklımızda Bulunsun (2022) adlı yapıtları ile birlikte yazdığı kitap sayısı 5'e ulaştı. Eczacıbaşı son kitabında liderlik, motivasyon, müşteri mutluluğu gibi iş dünyasının temel meselelerinin yanı sıra paydaş kapitalizmi, büyüme paradigması, yapay zekâ gibi güncel konuları farklı boyutlarıyla ele alıyor. Ayrıca 'aptalca sorular sorma', 'başarılardan ders alma', 'özgünlük krizi' gibi pek değinilmeyen meseleleri gündeme taşıyor.