Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

Kayıt dışı ile mücadele ve ‘POS’ inadı

Nasıl hal yasası yıllardır beklenen bir yasa ise bankaların tek POS'a geçmeleri de finans gazetecilerinin yıllardır takip ettikleri ama bir türlü hayata geçmeyen bir konu. Dünya çoktan tek POS'la ilerlediği halde biz de bankalar (birçok çevresel ve maliyet avantajına rağmen) nedense işletmelere kendi POS cihazlarını vermekte ısrar etti. Hatırlayın, bu konudaki çabalar sonucunda bankaların birkaçı birbiriyle iş birliği yaparak ancak ortak POS'a razı oldular. Oysa Türkiye ödeme sistemlerinde, birçok ürünüyle dünyada örnek gösterilen bir pazardı. Aslına bakarsanız artık müşterinin 'self check out'la kendi kendine ödeme yaptığı ya da kasasız perakende döneminin giderek yaygınlaştığı günümüzde, bütün bunların pek bir önemi kalmadı. Yani bankaların POS inadı artık son demlerini yaşıyor. E-ticaret, online ödeme ve dijital bankacılığın ulaştığı boyutları da düşündüğünüzde bu mesele sanki biraz eski ekonomi döneminin konusu gibi görünse de kayıt dışı ekonomiye savaş açan Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın gündeminde hala POS cihazları var. Evet, POS cihazları üzerinden yapılan her ödeme kayıt altına alınıyor ama eğer mükellefler isterse bunu vergi matrahına yansıtmayabiliyor.




Bu nedenle harekete geçen Hazine ve Maliye Bakanlığı, işletmelerin piyasada yazar kasa POS olarak bilinen ve her ödemenin vergilendirilmesi imkanı olan Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz'lara (YN ÖKC) geçmesi için yeni bir adım attı. 16 Ağustos'ta Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan (GİB) bankalara gönderilen yazıda, GİB'in bankaların kullanımına da açık olan web servisler aracılığı ile POS cihazı kullanan tüm mükelleflerin durumunun tetkik edilmesinin mümkün olduğu hatırlatılarak, seyyar EFT-POS cihazı ya da masaüstü EFT-POS cihazı kullanmaması gerektiği halde kullanan mükelleflerden bu cihazların geri alınması istendi. GİB bu konuda POS veren bankalara 15 Kasım'a kadar süre tanıdı. Aksi halde POS cihazı verilmemesi gerektiği halde verilmiş olduğu tespit edilen her müşterisi için bankalar 200 bin TL ceza ödeyecek. Peki, GİB neden böyle bir yola başvurdu. Meselenin en başına gelecek olursak, 2013 yılından bu yana mükelleflere EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihaz yani yazar kasa POS kullanımı zorunluluğu getirildi. Ancak bankalar kredi kartına taksit ve kampanyaların yazar kasa POS'lara yansıtılamayacağı iddiasıyla POS dağıtmaya devam etti. Halbuki, piyasadaki hemen hemen tüm yazar kasa POS cihazlarına her banka istediği özelliği ve kampanyayı tanımlatabiliyor. İşletmeler de bir cihazla istediği kadar banka ile çalışabiliyor. İşte bu nedenle de kredi kartında birbiri ile yoğun rekabet içindeki bankalar işletmelere kendi POS'larını vermekte ısrar ediyorlar. Ayrıca her bir POS cihazı verdiği işletme aynı zamanda banka için yeni bir ticari müşteri demek. Bu yüzden bir yanda bu yoğun rekabet devam ederken bir yandan da vergi kaybı söz konusu oluyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçen mayıs ayındaki bir açıklamasında GİB'in işletmelerde kullanılan POS cihazlarından gerçekleştirilen 5 milyar lira tutarında bir tahsilatın beyan edilmediğini tespit ettiklerini açıklamıştı. Şimşek, 2021-2022 yıllarına ilişkin denetimlerde, vergi mükellefi olmadığı halde üzerlerine kayıtlı POS cihazları bulunan ve bu cihazlar üzerinden hasılat elde eden 3662 kişi tespit edildiğini ve ardından bu kişilere 1.5 milyar liralık vergi tahakkuk ettirildiğini duyurmuştu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA