Tüm zamanların vazgeçilmez temel besini ekmek, hatırı sayılır bir süredir fazla kiloların sorumlusu sayılıyor. Oysa bir numaralı suçlu, hareketsiz yaşamımız olmalıydı. Neyse, bunu başka bir zaman konuşuruz. Bugün hem ekmekten vazgeçemeyen hem de fit kalmak isteyenlerin yükselttiği protein katkılı ürünlerden söz edeceğim. Makarna ile ekmek yiyen bir neslin çocuğu olarak un üretiminde 100 yılı aşan deneyimiyle global bir oyuncu olmayı başarmış Puratos'un Türkiye CEO'su Bora Akın ile tanışmaya giderken aklımda işte bu konu vardı; protein katkılı ekmek ve unlu mamuller. Ancak Akın'ın gündemi bambaşkaydı; yarının yiyeceği. "Ekmeğin geçmişi, geleceği kadar önemli" diyerek söze başladı ve ekşi mayaların önlenemez yükselişine dikkat çekti. Ekmeğin sürdürülebilirliği için ekşi mayanın kritik rolüne değindi, Türkiye'deki kadim ekşi mayaları nasıl canlandırdıklarını anlattı. Puratos'un Türkiye'de ekmek, pasta ve çikolata üretiminin üçünde birden faaliyet yürüten tek şirket olduğunu hatırlatan Akın, pastada pazar lideri, ekmekte ikinci büyük oyuncu olduklarını belirtmeyi de ihmal etmedi. Dünyada kakao ve çiftçisini desteklemeye yönelik çalışmaların benzerini Türkiye'de buğday için yaptıklarını söyleyen Akın başladı anlatmaya: "Ekmeğin sürdürülebilirliği için zerun'u destekliyoruz. Bu ürünlerle ekşi maya üretmeye çalışıyoruz. Sivas'ta bir çiftçi ile anlaştık, bu yıl ilk hasat yapıldı, şimdi ekşi mayası üretilecek. Ayrıca Mardin'de de bir projemiz var. Önümüzdeki yıl ekşi mayalarımızı Mardin ve Sivas'tan gelecek unlarla yapacağız." Türkiye'de 1987 yılından bu yana faaliyet yürüttüklerini ve buradan 26 ülkeye ihracat yaptıkları bilgisini paylaşan Akın, topluma fayda sağlayan işler olarak nitelediği buğday ve kakao üreticisine yönelik destek projelerini, pasta ürünlerinde kullandıkları meyveler için de yapmayı planladıklarını aktardı. Ardından sözü usta sorununa getirdi. "Sürdürülebilirlik perspektifinden bakıldığında ekmek ve pasta üretiminde usta sıkıntısını önemli bir tehdit olarak görüyorum" dedi. Bu sıkıntının aşılmasına katkı sağlayacak bir proje başlattıklarını, gelecek sene İstanbul Sancaktepe'de bir ekmekçilik ve pastacılık okulu açacaklarını söyledi. Sohbetimizin başında gündeme getirdiğim protein katkılı ya da ketonjenik denen ekmekler konusunda ise Akın, bu alanda ABD'nin dikkat çeken bir hızda büyüdüğünü, Türkiye'nin daha yolun başında olduğuna vurgu yaptı. Ve hemen ardından yıllık kişi başı 120 kilo ekmek tüketimiyle Türkiye'nin ekmek tüketiminde dünyada en büyük pazar olduğunu hatırlatarak, "Türkiye global yapılanmamız içinde büyüme potansiyeli en yüksek, yönetimin en çok önem verdiği ülke. Biz de yatırımlarımızı ona göre şekillendiriyoruz. Tuzla'daki fabrikamızı Tire'ye taşıdık. Üretimimizi artırdık, dünya çapında yenilikleri Türkiye'ye getiriyoruz ancak burada da Ar-Ge faaliyetlerimiz aralıksız sürüyor" dedi. Akın'ın özellikle vurguladığı kesintisiz Ar-Ge faaliyetleriyle Puratos'un 100 yılda sektörde pek çok yeniliğe imza attığını tahmin etmek zor değil. O yüzden şirketin bugünlerde hangi inovatif ürünlere odaklandığı sordum. Ve böylece yarının yiyeceğini hazırlarken geçmişi 5 bin yıla dayanan ekşi mayaların peşine düşen Puratos'un aynı zamanda bilim-kurgu filmlerini andıracak Mars'ta Ekmek projesini yürüttüğünü öğrendim. Şimdilik sadece 'Mars ortamında tahıl üretmek' şeklinde özetlenen proje ile asıl amaç daha az su ve toprakla buğday üretebilmek. Ne diyelim umarım doymak için Mars'a gitmek zorunda kalmayız. Ama daha az su tüketerek doymak süper bir fikir, bunun yolun arayanlara kolay gelsin.