2012 yılında Olimpiyat Oyunları'na evsahipliği yapan İngiltere'ye yönelik hem İngiliz kamuoyundan hem de global anlamda o kadar yoğun eleştiriler gelmişti ki; ülkenin Ticaret Bakanlığı, hazırlık çalışmalarını tanıtmak amacıyla uluslararası medyayı ağırladığı bir buluşma düzenlemişti. 2011'deki bu buluşmaya ben de Türkiye'den katılmıştım. Altyapı yatırımlarını yerinde incelemiş ve İngiliz bakanın 'hazırlıklar zamanında yetişecek' mesajını haberlerimize yansıtmıştık. Ancak İngiltere'nin asıl sıkıntısı iç kamuoyunda yükselen 'olimpiyatların ülke ekonomisine getirdiği maliyet yükü'ydü.
Dünyayı yavaş yavaş sarmaya başlayan Paris 2024 Olimpiyat Oyunları heyecanı öncesinde aklıma (Visa'nın davetlisi olarak izlediğim) 2012 Londra Olimpiyatları'nın gelmesinin bir sebebi var elbette. İngiliz halkı, o dönem 'gönüllülük müessesi'yle nelerin başarılacağını adeta tüm dünyaya göstermişti. Daha havaalanında sizi bir gönüllü ordusu karşılıyordu. Tüm caddeler ve hatta sokaklar, olimpiyat gönüllüsü yelekleri giymiş gençlerle doluydu. Neredeyse bir turiste bir gönüllü düşüyordu. Bu arada Londralılar da ülkenin dört bir yanından gelen bu gönüllülere evlerini açmış ve yarışmacı ülkelerin bazı heyet üyeleri dahil gönüllüleri 40 gün boyunca misafir etmişlerdi. Sebep, ülke ekonomisinin üstleneceği maliyeti paylaşmak ve tabi ki bu önemli görevi ülke olarak hep beraber başarıyla atlatmaktı. Bugün ise Visa'nın yine gönüllülük müessesinin desteğiyle Türkiye'de başlattığı Olimpik Değerler Eğitimi projesini anlatmak istiyorum. Çünkü Visa, olimpiyat ruhunun çocuk ve gençlerin gelişimine katkı sağlaması amacıyla başlattığı bu projede Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Habitat Derneği ile birlikte yılsonuna kadar 12 ilde 11 bin çocuğa ulaşmayı hedefliyor. Ve 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutladığımız geçen haftasonunda proje kapsamındaki ilk eğitimi Bodrum'da deprem bölgesindeki 4 ilden gelen 20 kızçocuğuna verdi. Visa Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin, projenin amacını tek cümleyle, "Gençlerin 'olimpik değerler ve spor yoluyla' motive edilmesi" şeklinde özetledi. Ardından projenin odağında bulunan Olimpik değerleri sıraladı: Dirençli Toplum, Sosyalleşme, Cesaret, Sağlıklı Yaşam, Fair Play, Saygı, Özgüven, Dostluk, İlham, Eşitlik, Kararlılık, Mükemmellik.
Tabi yıl sonuna kadar 12 ilde 11-14 ve 15-18 yaş arası çocuklara birebir ulaşmak gibi iddialı bir hedefi hayata geçirmek UNDP ve HABİTAT Derneği'nin tüm Türkiye'ye yayılan gönüllüleri ile mümkün. İşte dikkat çekmek istediğim nokta bu, gönüllülük. Bir yandan Olimpik değerler, bir yandan da toplum olarak DNA'mızda bulunan gönüllülük yeni yetişen nesle ilham verecek.
Bu yıl 10 bin 500 sporcunun yarışacağı Paris Olimpiyat Oyunları'na biz de ülke olarak rekor bir sporcu sayısıyla katılıyoruz, 35 kadın, 35 erkek olmak üzere 70 sporcu. Tohumları bugünden atılan olimpik değerlerle ülkemizin önümüzdeki yıllarda yarışan sporcu sayısını yüzlere, binlere taşımasını ve bu yıl yarışacak tüm sporcularımızın (altın) madalyalarla dönmesini temenni ediyorum.
Geleneksel olimpiyat sloganı, daha hızlı, daha güçlü, daha yükseğe motivasyonuyla, kalbimiz tüm sporcularımızın yanında.