Dünya nüfusunun yarısının önümüzdeki en az 4-5 yıllık kaderini belirleyeceği enteresan bir yıla girdik. Evet, bu yıl 4 milyardan fazla insanın yaşadığı 70 ülkede birden seçim olacak. Uluslararası stratejistler (kimi yerde faşizme varan) yükselen milliyetçilikle birlikte bu seçimleri her fırsatta değerlendiriyor/ değerlendirecek. O nedenle sadece bir seçim yılındayız deyip konuyu kapatıyorum. Belki biraz seçimlerin de etkisiyle 2024'e bakış genelde kötümser. Gazze'deki katliam devam ettiği sürece bu dünyada hiçbirimize rahat yok zaten. O sebeple en son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim, bu yıldan hepimiz için en çok barış istiyorum, sonra sağlık ve huzur diliyorum.
INBUSINESS Dergisi yılın ilk sayısında hemen tüm kesimlerin 'zor' dediği 2024'ün özellikle Türkiye için nasıl bir yıl olacağını araştırdığı özel bir kapak dosyasıyla piyasaya çıktı. Derginin, 2024 ve ötesine ilişkin öngörülerin yer aldığı araştırma için seçtiği başlık ilginç, Fırsat mı Tehdit mi Oyununa Hoş Geldiniz.
Dünyanın durumu ortada, savaşlar, iklim felaketleri, enerji krizi, ekonomiksiyasi kutuplaşmalar, yükselen enflasyon, artan faizler, yapay zeka ve teknolojinin yıkıcı etkileri… Kısacası 2024 de pek kolay olmayacak gibi. Yeni yatırım kararı alacak iş dünyası aktörlerinin işi ise herkesten zor. Biraz da bu yüzden INBUSINESS, yatırım kararlarıyla şirketlerine yön verecek liderlere ışık tutacak araştırmasında sadece 2024 beklentilerini değil, bugüne kadar daha çok sohbetlere konu olan yapay zekanın gerçeğe dönüştüğü geleceği araştırdı. Meseleyi kehanet boyutuna taşımadan, somut bulguları (daha kötümser analistlere göre tehditleri), fırsata çevirme perspektifiyle sayfalarına taşıdı. Türkiye ekonomisinin lokomotif 10 sektörüne ilişkin iyimser ve kötümser senaryoları topladı. SABAH'taki yazılarını da yakından takip ettiğiniz Türkiye'nin OECD Büyükelçisi Prof. Dr. Kerem Alkin başta olmak üzere Prof. Dr. Oktay Tanrısever, Prof. Dr. Mustafa Nail Alkan ve Ekonomist Ahmet Akyıldız gibi alanında uzman birçok ismin ve sektör temsilcilerinin, makroekonomik beklentileri ve uluslararası gündemin Türkiye'ye nasıl yansıyacağını ilişkin analizlerine yer verdi. Sonuç olarak ortaya dünyanın bundan sonraki gidişatını etkileyecek 10 trend ve bunlardan Türkiye ekonomisinin öncelikli gündeminin nasıl şekilleneceğine ilişkin önemli ipuçlarının de yer aldığı kapsamlı bir araştırma çıktı.
Kimileri 2024'ü yapay zekanın gerçeğe dönüştüğü yıl olarak görüyor. Kimileri ticari kutuplaşmaların sıcak çatışmaları tetikleyeceğini öngörüyor. Kimilerine göreyse 2024 mavi yakalıların yılı olacak.
Beyaz yakalarsa ne evde, ne ofiste mutlu olacaklar. Enerji ve tarım sektörü kritik konumunu koruyacak ama iklim krizine hazırlık daha da zorlaşacak.
Gelelim tehdit mi fırsat mı meselesine. İş dünyasında CEO'ları değil ZEO'ları konuşacağımız günler artık daha yakın. Aslında bu tespitle GenZ'lerin (Z Jenerasyonu) yavaş yavaş yönetim katına çıktığını, yavaş yavaş CEO koltuğuna oturmaya hazırlandığını söylemeye çalışıyorum. Belki de bu yüzden yani GenZ'lerin dilinden konuşmak için INBUSINESS, 2024 ve ötesini kapsayan araştırmasına 'doğruluk mu, cesaret mi' oyunundan esinlenerek 'tehdit mi, fırsat mı' demeyi tercih etti. Ne de olsa tehditleri tespit etmek doğruluk, fırsata çevirmek ise cesaret ister. Evet, 'doğruluk mu cesaret mi' oyununu bizim jenerasyonlar da çok oynadı ama tam bir oyun kuşağı olan GenZ'ler bütün bu oyunları yeniden yazdı. Dolayısıyla 'fırsat mı, tehdit mi' oyununa yani 2024'e hoş geldiniz.