Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

Emanet ona sahip çıkanındır

Bu yıl Cumhuriyet bayramı oldukça farklı hislerle kutlanıyor. Nedeni malum, 100. yıl coşkusu. O kadar büyük ki sanki 2023'ün her bir gününe yayılmış gibi. Ve ekim ayı kutlamaların zirve yaptığı ay. Önceki akşam işte bu kutlamalardan birine daha tanıklık ettim. İstanbul'da Lütfü Kırdar Kongre Salonu'nda oldukça anlamlı bir performans vardı. 500'e yakın davetli, evsahibi Kalyon Holding'in Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Kalyoncu'nun Cumhuriyetimizin 100. yılı için bestelediği 'Emanet' adlı eserin gala konseri için salonu doldurdu. Duygu dolu bu geceden detaylara geçmeden iş insanı, mimar ve sivil toplum gönüllüsü Mehmet Kalyoncu'nun, aynı zamanda beste de yapan müzisyen yönünden kısaca bahsedeyim. Annesi Reyhan Kalyoncu'nun yeteneğini fark etmesiyle 10 yaşında müzik ile tanışan Mehmet Kalyoncu'nun bu yolculuğu, kendisini mimarlık eğitiminin yanı sıra London School of Music'te piyano eğitimini tamamlamaya kadar götürüyor. Cumhuriyet için bestelediği 'Emanet' adlı eseri ise uzun yıllara dayanan bir hayalin sonucu. Bazı eserlerin İsrail'in Gazze kuşatması nedeniyle programdan çıkarıldığı konserde Mehmet Kalyoncu, Şef Kerem Esemen yönetimindeki İstanbul Film Müzikleri Orkestrası'na piyanoyla eşlik etti. Herkesten tam not alan Emanet parçası kadar, bana göre Mehmet Kalyoncu'nun gecede yaptığı konuşma da oldukça etkileyiciydi.
Birlik, beraberlik içinde hepimize memleketimizin, cumhuriyetimizin kıymetini bilelim çağrısı yapan Mehmet Kalyoncu'nun konuşmasından hepimize önemli mesajlar var. Şimdi sizi bu konuşmayla baş başa bırakayım:




Emanet eserimizle ilgili çalışmalara mart ayında başladık. İlk zamanlarda ben tek başıma çalışıyordum ve o dönem zaman zaman şu düşünceyle baş başa kalıyordum; 'ülkemizde bunca müzisyen, bunca sanatçı varken, bu iş bana mı kaldı'. Bana kaldı diyemem, onun takdirini dinleyenler verecektir. Ama şunu söyleyebilirim, emanet ona sahip çıkanındır.
Ben de bu hisle besteledim parçamı. Müzik hisle, duyguyla üretilebilen bir şey ve sonrasında berrak zihinler, kabiliyetli eller hayat veriyor müziğe. Dolayısıyla cumhuriyeti anlamayan ve onu hissetmeyen biri onu müzikle de anlatamaz. Çok şükür bize nasip oldu. Umarız sizlerin de hislerine tercüman olmuşuzdur.
2011'den bu yana aslında hep hayal ettiğim bir şeydi böyle bir beste yapmak. Ve deprem olunca bir kez daha hepimiz anladık ki tek bir memleketimiz var ve onun için hepimiz yaptığımız işi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Yunus Emre'nin bir sözü var. 'Ben sevdiğimi söylemez isem sevmek derdi beni boğar' diyor. Vatan sevgisi de böyle. Bunu anlatmanın türlü türlü yolları var. Biz onu müzikle anlatmaya çalıştık.
Bugün bağımsızlığın, özgürlüğün ne kadar önemli olduğunu görüyoruz, dünyada birçok coğrafyada milletler bağımsızlık mücadelesi veriyor. Cennet vatanımızın, cumhuriyetimizin kıymetini bilelim. Evet, vatan bize emanet ama biz de birbirimize emanetiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk birçok başka kurum ya da kavram varken 'Ey Türk gençliği' diyerek Cumhuriyet'i gençlere emanet etmiş.
Aldığımız nefes bile emanet. Yaratılışımızda emanete sahip çıkmanın sırları gizli. Bize bu nefesi emanet eden şöyle buyuruyor: "Biz emaneti göklere yerküreye ve dağlara emanet ettik ama onlar bunu yüklenmek istemedi. Korktular ve onu insan yüklendi. Kuşkusuz insan çok zalim, çok bilgisizdir."
Evet, biz bizden çok daha büyük olan yerin, göklerin ve dağların yüklenmekten korktuğu onlara ağır gelen bir emanete sahibiz. İşte insan olmak bu. Ama bugün bu emanete sahip çıkamayan zalim ve cahiller Gazze'de çocukları şehit ederken biz adaletin ve vicdanın sesi olan Türkiye Cumhuriyeti'nin fertleri olmaktan dolayı çok şanslıyız. Cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlu olsun!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA