Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

Türkiye’nin verim haritası ve sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirlik mi verimlilik getirir, verimlilik mi sürdürülebilirliği sağlar? Enerjisa Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler şirketin, 'Daha İyi Bir Gelecek' ismini verdikleri yeni platformunu tanıtırken, verimlilik ve sürdürülebilirlik ilişkisine özellikle vurgu yaptı. Benim de kafamda tavuk mu-yumurta mı, yumurta mı-tavuk mu misali, sürdürülebilirlik mi-verimlilik mi sorusu sürekli dönüp durdu.
Bu konuya geleceğim ama önce kısaca Enerjisa'nın öncülük ettiği Daha İyi Bir Gelecek platformundan biraz söz edeyim. Kamu, iş dünyası, akademi ve sivil toplum kuruluşlarından birçok paydaşın yer aldığı platform Türkiye'nin ekonomik verimliliğine katkı sağlamak amacıyla kuruldu. Platformu destekleyen ve danışma kurulunda yer alan kurumlar arasında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, TOBB, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), TEPAV, TÜBİTAK MAM, İTÜ Enerji Enstitüsü, Sabancı Üniversitesi İklim, Enerji ve Çevre Araştırmaları Merkezi (IICEC), ENVER ve Tiyatro Kooperatifleri yer alıyor. Amaç tüm paydaşların ortak çalışması ile Türkiye'nin ekonomik verimliliği üzerine somut projeler inşa etmek ve uygulamak.
Girişteki soruya gelince, verimlilik- sürdürülebilirlik konusu platformun paydaşlarının da gündeminde olmalı ki, ilk iş olarak Türkiye'nin genelini temsil edecek ağırlıkta bir örneklem ile Türkiye Verim Araştırması'nı hayata geçirdiler. Araştırma ile Türkiye'deki işletmelerin verimlilik açısından mevcut durumlarını, önceliklerini, gelecek beklentilerini ve risklerini ortaya koyan tespitler yapıldı. Böylece 18 farklı ilde, 12 sektörden 1.249 işletmenin orta-düzey yöneticilerinin katıldığı araştırmanın sektörel ve bölgesel analizlerini içeren Türkiye Verim Haritası çıkarıldı.
Enerjisa Enerji CEO'su Murat Pınar'ın paylaştığı sonuçlardan akılda kalan birkaç başlık şöyle:
İşletmeler verimliliğe önem veriyorlar ancak, verimlilikten bekledikleri ana fayda maliyetlerin azalması ve tasarruf sağlama odağında. Bu nedenle verimlilik yoluyla inovasyon temelli bir rekabet gücü artırma perspektifi henüz gelişmemiş durumda.
Türkiye'deki işletmelerin büyük bir bölümünün 'Farkına Varış' döneminde bulunduğunu söylemek mümkün.
Küçük işletmelerin karışıklık döneminde yer aldığı, ölçek büyüdükçe ve gelişmiş bölgelere yerleşim durumuna göre 'Ölçüm' dönemine geçiş yapıldığı söylenebilir.
'Yönetim' döneminde bulunan işletmelerin ise neredeyse yok denecek kadar az oranda olduğu göze çarpıyor.
Verimlilik artırma konusunda girişim yapan işletme oranı yüzde 22. Büyük ölçekli işletmelerde bu oran yüzde 17'ye geriliyor.
Oysa her durumda geçerli tek bir sonuç var; sürdürülebilirliğe ulaşmanın en maliyetsiz yolu kaynakları yani dünyamızı verimli kullanmak.
Sahi en ucuz enerji, tasarruf edilen enerji değil miydi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA