İklim krizini aşabilirsek en büyük kazancımız sosyal şirketler olacak. Zira topluma faydalı ve her şeyden önemlisi çevreye dost şirketler, artık geri dönülmez bir şekilde sadece kâra odaklanan şirketlerin yerini çoktan aldı. Bugün size tam da buna örnek, meselenin kâr olmadığı, insanın içini ısıtan sıcacık bir sosyal sorumluluk projesi anlatacağım. İnsanın içini ısıtan diyorum çünkü erken veya sağlıksız olarak doğan bebeklerin hayata tutunmasıyla ilgili bir hikâye bu. Hayat Holding'in markası Molfix'in 5 yıl önce başlattığı Hayat Bağım Güvenli Bağlanma Programı'ndan söz ediyorum. Bugüne kadar 160 binden fazla bebeği hayata bağlayan projenin detaylarını ve dokunduğu ailelerin hikayelerini Hayat Strateji ve Pazarlamadan Sorumlu Global Başkan Yardımcısı Aysel Aydın'dan dinledik. Molfix'in Hayat Bağım Güvenli Bağlanma Programı'nın "The International CSR Excellence Awards" (Uluslararası Kurumsal Sosyal Sorumluluk Mükemmellik Ödülleri) ödülü alması vesilesiyle Londra'da buluştuğumuz Aydın, Molfix'in dünyanın 4. büyük bebek bezi üreticisi olduğunu hatırlattı ve sözü sosyal sorumluluk anlayışına getirdi. Şimdilik sadece Türkiye'de uyguladıkları Hayat Bağım projesini Molfix'in üretim yaptığı 7 ülkede de uygulamak üzere kolları sıvadıklarını söyledi. 'Erken doğum'u ve zorluklarını kendisinin de deneyimlediğini kaydeden Aydın'ın anlattıklarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Faaliyette bulunduğumuz 100 ülkede ilk üç marka arasındayız. Özellikle anne-bebek sağlığında çözüme katkı sağlayabileceğimiz en büyük sorun nedir diye baktık. Gördük ki, bebek ölümlerinde çok büyük mesafe alınmasına rağmen hâlâ dünya ortalamasının üstündeyiz. O yüzden buraya odaklandık. Özellikle erken ve sağlıksız doğanlarda bebek ile annenin arasında güvenli bir bağ kurulmasının ne kadar kritik olduğunu fark ettik. 'Hayat Bağım' projesi doğdu.
Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü ve Bebek Ruh Sağlığı Derneği iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz projemizin üç önemli ayağı var. Biri anne ve babalara yönelik destek. Bugüne kadar 160 binden fazla anne ve babaya rehber psikologlar eşliğinde güvenli bağlanmanın önemi, evde bakımı ve çocuk gelişimi hakkında eğitimler verdik.
İkinci ayağı, sağlık çalışanlarına destek. Bu kapsamda yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde görevli 3 bin ebe ve hemşireye 'Güvenli Bağlanma' üst başlığında ebeveynlerle iletişim ve çocuk gelişimi ile ilgili bilgilendirme yaptık.
Projenin üçüncü ayağında ise ekipman ihtiyacına yönelik çözüm üretmeyi amaçladık. Bugüne kadar, 31 ilde, 35 hastaneye 350 birim hayati ekipman desteği sağladık. Depremden hemen sonra çok hızlı aksiyon aldık ve bölgede yeni doğan bakımı konusundaki ihtiyaçları tespit ettik. Depremden etkilenen 11 ildeki hastanelerin yenidoğan bakım bölümlerine radyan ısıtıcılı yatak, fototerapi cihazı, yenidoğan kuvözü, hasta başı monitörü ve nebülizatör gibi hayati ekipman desteği sağladık. Depremden etkilenen anne, ebe ve hemşirelere de güvenli bağlanma eğitimleri vereceğiz.
Hedefimiz proje kapsamında tüm illere gitmek, ilgili sağlık çalışanlarına ulaşmak ve ihtiyaç olan noktalara uygun ekipmanın sağlanmasına katkıda bulunmak. Projeyi uluslararası bir boyut kazandırarak yurtdışında üretim yaptığımız ülkelere de götürmeye karar verdik. Kamu kurumlarıyla görüşmelerimiz sürüyor.
Bu arada bir not daha aktarayım. Molfix, Hayat Bağım projesi 2024'te Brezilya'da düzenlenecek 'The Green World Awards'a katılmaya hak kazandı. Yeni doğanlarla kurulan hayat bağı daha çok ödül getirecek gibi...