Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

7 yıl sonra 7 tepeli şehre dönmek

Macaristan merkezli düşük bütçeli havayolu şirketi Wizz Air'in mart ayından itibaren yeniden Türkiye uçuşlarına başlayacağı açıklaması geldiğinde İGA CEO'su Kadri Samsunlu ile INBUSINESS Dergisi için yaptığım röportajı anımsadım. Geçtiğimiz ağustos ayında İstanbul Havalimanı'nın dış hatlar terminalindeki buluşmamıza Samsunlu biraz gecikmişti. Geldiğinde de Wizz Air'in Yönetim Kurulu Başkanı ile toplantısının uzamasından ötürü geç kaldığını söyledi. Ve ister istemez röportajımız Avrupa'nın en hızlı büyüyen düşük bütçeli havayolunun İstanbul'a uçmasının ne anlama geldiğini sormakla başladı.
Samsunlu, "Wizz Air büyük bir havayolu. Oluşturacağı hacmin İstanbul'a ve Türkiye turizmine önemli bir katkısı olacak. Avrupa'daki havalimanları normalleşme sıkıntıları yaşarken, biz İstanbul Havalimanı olarak önemli bir mesafe alacağız, anlamı bu" dedi.
Şimdi görüyorum ki İGA dünyanın sayılı havayolu hub'larından biri olma konusunda bir hedefi daha gerçekleştirdi. Wizz Air Mart 2023'ten itibaren İstanbul Havalimanı'na Londra'dan 2 (Luton ve Gatwick), Budapeşte ve Yaş'tan (Bulgaristan) birer direkt uçuş gerçekleştirecek. Ayrıca Antalya ve Dalaman Havalimanlarına da farklı noktalardan uçuşlar yapacak. Wizz Air'in konuyla ilgili açıklamasında iki nokta ilgimi çekti. Şirketin, 'Wizz Air 7 yıl sonra 7 tepeli şehre dönüyor' ifadesini başlık olarak seçmesi dikkat çekici. İstanbul'un yurt dışında da 7 tepeli şehir olarak anılması hoşuma gitti. Bir diğeri de '7 yıl sonra dönmekten heyecanlıyız' ifadesiydi ki bu konuda biraz internette okuma yapınca, Wizz Air'in 2011 ve 2016 yıllarında iki kez terör yüzünden düşen yolcu sayıları gerekçesiyle Türkiye uçuşlarını durduğunu gördüm. Şimdi yeniden Türkiye pazarına uçmaya başlaması turizm açısından çok şey anlatıyor. Kuzeyimizdeki savaşa rağmen rekor kıran turizm sektörümüzü yeni rekorların beklediğini düşünmek çok yanlış olmasa gerek.
Tekrar Wizz Air'e dönersek açıklamada 400 bini İstanbul Havalimanı olmak üzere şirketin Türkiye'ye 2023 yılında 800 bin koltuk kapasitesi sağlayacağı belirtiliyor. En basit hesapla bunun anlamı Türkiye turizmine 800 bin turist katkısı demek. Tabi hesap bu kadarla da kalmıyor. Bu gelişmenin havacılık ve bağlı olarak turizm sektörü açısından daha farklı sonuçları söz konusu.
Örneğin dünyada düşük bütçeli havayollarının sunduğu fırsatları değerlendiren ve böylece yeni yerleri keşfeden önemli bir kesim var. Buna 'haftasonu segmenti' deniyor. Yani ucuz bilet bulduğu anda en fazla 3-4 saat uçuş süreli yerlere gidip 2-3 gün geçirip pazartesi günü yine işinin başına dönen bir gezgin kesimin İstanbul'a gelmem için artık daha çok imkanı var. Üstelik bu kesim transit yolcu değil, point2point denilen bizzat şehre gelip, vakit geçirecek, para harcayacak bir yolcu kesimi.
İstanbul'a uçan havayolları içinde düşük bütçeli havayollarının oranı yüzde 2'lerde. Bu oran, diğer büyük hub'larda yüzde 10 seviyelerinde. Dolayısıyla İstanbul'un bu alanda alacağı daha yol var ve Wizz Air'in girişi bu konudaki yeni gelişmelerin habercisi gibi.
Geçen yıl 65 milyon yolcuya hizmet veren İstanbul Havalimanı'nın bu yılki hedefi 70 milyonu aşmak. Bu hedefi aşmanın yolları THY'nin büyümesi kadar yeni havayolu şirketlerinin İstanbul'a uçmasından geçiyor. Zaten Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da son açıklamasında "Yolcu sayısını arttırmak, İstanbul Havalimanı'nı geliştirip büyütmek en büyük görevimiz. Hem THY büyüyecek hem de çeşitlilik artacak" diyerek bir anlamda buna işaret etmişti.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA