Telefonu konuşmaktan çok, bir şeyler izlemek için kullanan bir nesil, televizyonun üzerindeki dantel örtüyü anlayamaz. Zira o zamanlar televizyon, günde birkaç saat açılırdı ve bu durumda dantel örtü de mantıklıydı. Ama köprünün altından çok sular aktı. O tek kanallı günlerden, önce çok kanallı yapıya geçildi, ardından isteyen, istediğini, istediği zaman, istediği yerde izlemeye başladı. Ve sonunda sayıları mantar gibi artan dijital eğlence platformlarını görmeye başladık.
Gelir modelini ağırlıklı olarak üyelik ücretleri üzerine kurgulayan bu platformların geleceğini, içeriklerine bağlı olarak artan üye sayıları belirleyecek.
Digitürk Portal, Netflix, Apple TV, Amazon Prime, Disney Plus, Blu TV, Gain ve Exxen aklıma ilk gelen platformlar. Uyduları ve içindeki yüzlerce kanalı da işin içine katınca izleyici için sayısız seçenek ortaya çıkıyor. Bu işi kolaylaştırıyor mu, zorlaştırıyor mu, bilemiyorum. Ancak daha da karmaşıklaştırdığı kesin.
Gelelim Türkiye pazarına giren son oyuncu Disney Plus'a. Geçen hafta TÜSİAD üyelerinin aynı güne denk gelen Yüksek İstişare Konseyi kokteylinden bile daha çok ilgi gösterdiği Disney Plus'ın lansman partisinden söz edeceğimi yazmıştım. Disney'in, Tarkan konseriyle tam bir 'gövde gösterisi'ne dönüştürdüğü lansmanda, Star Wars (Yıldız Savaşları) film kahramanlarının kostümlerini giymiş görevlilerle fotoğraf çektirme sırası dikkatimi çekti. Parti alanında ilerledikçe, 'Star Wars olmuş, Platform Wars' demekten kendimi alamadım.
En yakın rakibi üye kaybetmesine rağmen büyümesini sürdüren ve dünyada 130 milyon aboneye ulaşan Disney Plus, Türkiye pazarına girişinde diğer ülkelerde yaptığından farklı bir yolu denedi. İçeriğinde yerli bir yapıma yer verdi.
Bunu platformlar arasındaki sıkı rekabete yoranlar çok. Sadece Türkiye'de değil, dünyada da rekabet oldukça yoğun ve bu durum, platformlara yönelik düşük fiyat baskısını artırırken, yeni içerik beklentisini de adeta strese dönüştürüyor.
Gecede sahneye yansıyan Disney'in sinema kahramanları, müzikler, her şey çok tanıdık, eski bir arkadaşla karşılaşmak gibiydi. Evet, bu güzel ama Disney'in başarısını sağlamlaştırması sunacağı yeni hikayelere bağlı.
***
OTEL ODASINDA BİR GARİP DİZİ LANSMANI
Ekonomi gazetecisi olunca Disney'in lansmanında da söz dönüp dolaşıp paraya geldi. Lansmanlardan, maliyetlerden söz açılınca da işin nerelere vardığını ortaya koyan acayip bir hikaye dinledim. Geçtiğimiz aylarda bir platform, bir otelde geçen yeni dizisinin tanıtımı için ilginç bir yol seçmiş. Dizinin geçtiği otelde bir lansman planlamış.
Ama nasıl?
Davetliler dizinin ilk iki bölümünü otel odasında izlemişler. Buraya kadar anlaşılabilir bir ilginçlik söz konusu. Ama bu olayı aktaranın başına bakın ne gelmiş?
Diziyi otel odasında hiç tanımadığı bir kadınla izlemek zorunda kalmış. Yönlendirilen odaya gittiğinde ayakkabılarını çıkarmış yatağın üzerinde oturan bir kadınla karşılaşmış.
Önce şaşırmış, sonra tedirgin olmuş. Merhaba faslından sonra iki taraf da anlamış ki bu iki bölümü birlikte yataktan başka oturulacak yer olmayan bu odada izleyecekler. Çeşitli ikramların da bulunduğu odada kalsın mı, gitsin mi karar veremeden, çekinerek yatağın kenarına ilişmiş. Ve bu vaziyette dizinin ilk iki bölümünü izlemiş.
Durumun rahatsız ediciliğine neden mi itiraz etmemiş, 'gericilikle suçlanmaktan korkmuş!' cevabı aynen böyle.