Geçen hafta DEİK bünyesindeki Türk Amerikan İş Konseyi'nin (TAİK), ABD Ticaret Odası Kıdemli Başkan Yardımcısı Myron Brilliant'ı ağırladığı toplantıda, Getir'in Kurucu Ortağı Tuncay Tütek ile karşılaştım. Türkiye'nin unicorn hatta decacorn şirketlerini takip edenler iyi bilirler, son birkaç yıldır üst üste yatırım alan Getir, bir süredir hem Türkiye'de, hem de yurtdışında gerçekleştirdiği satın almalarla büyümesini sürdürüyor.
Geçen kasım ayından bu yana da Yıldız Holding ile iştiraki Şok market zincirinin azınlık hissesini almak için görüşüyordu. Ancak geçen hafta Yıldız Holding'den yapılan açıklamayla bu görüşmelerin sonlandığını öğrendik. Yıldız Holding açıklamasında, 'Dünyada ve bölgemizde oluşan olumsuz koşullar' gerekçesiyle Şok'un azınlık paylarına yönelik satış müzakerelerinin bittiğini belirtiyordu.
ABD'li şirketlerin Türkiye'deki yatırım fırsatlarını konuştukları toplantının ardından Yıldız Holding'in açıklamasındaki 'dünyada ve bölgedeki olumsuz koşullar' ifadesini hatırlatarak Tütek'e sordum; "Şok ile görüşmeleriniz gerçekten bu gerekçeyle mi bitti, yoksa siz çoğunluk hisseyi mi istediniz?" Meselenin çoğunluk hisse olmadığını belirten Tütek, bu tür hisse satışlarında gündeme gelen azınlık haklarına ilişkin anlaşmazlık yaşadıklarını söyledi.
Söylediklerinden Getir'in, Şok Marketleri'nde azınlık hissedar olsa bile yönetimde söz sahibi olmayı istediğini ve bunda da ısrarcı olduğunu anladım. Çoğunluk hissedar olmasa da yönetimde söz sahibi olmak, Getir'in daha önceki şirket ortaklıklarında da izlediği bir strateji. Ancak anlaşılan Yıldız Holding'in kabul edeceği türden bir durum değil bu.
Sohbetimiz, 'Peki, şimdi tamamen vaz mı geçtiniz, perakende sektöründen bir alım yapmayacak mısınız?" sorusuyla devam etti.
Tütek, "Piyasada arayışımız sürüyor ancak şu an herhangi bir oyuncu ile masada değiliz" dese de Getir'in organize perakende sektörüne yönelik satın alma iştahı devam ediyor. Bundan sonraki süreçte Şok'a benzer bir yapı içinde olan diğer oyunculardan biriyle masaya oturduğunu duyabiliriz. Hatta Şok ile bile yeniden masaya oturabilir. Çünkü Tütek bu yöndeki sorumu, tamamen reddetmedi: "Her şey mümkün" diyerek açık kapı bıraktı.
Hızlı teslimata odaklanan Getir gibi uygulamalarda üye müşteri sayısı arttıkça ya da başka bir ifadeyle siparişler çoğaldıkça, şu ana kadar kullanılan lojistik imkanlarının çok daha büyük boyutlara taşınması gerekiyor. Konu sadece daha çok çalışma koşullarıyla gündeme gelen kuryelerin haklarıyla ilgili bir mesele değil. Bugüne kadar ağırlıklı olarak bölgesel depolar ya da lokal bakkal, kasap ve manavların sürece katıldığı iş modeli, şu anki ihtiyaçlara tam cevap vermiyor.
Dolayısıyla Türkiye çapına yayılmış organize perakende zincirlerinin bu tür teslimat şirketlerine sunacağı çok büyük operasyon avantajları söz konusu. Tütek de, bu tarz fiziki varlıklarıyla Türkiye'nin dört bir yanına yayılmış organize perakende şirketlerine ilgilerinin devam ettiğini belirtirken, "Ana perakendecilerin dijitalleşmesi sürecini hızlandıracağız" demeyi ihmal etmiyor.
***
HOLLANDA'DA BELEDİYE SEÇİMLERİNİ BEKLİYOR
Tuncay Tütek'i bulmuşken, Hollanda'da aralarında Getir'in de bulunduğu hızlı teslimat şirketlerine yönelik yasağı da sordum. Hatırlanırsa, Hollanda'da geçtiğimiz haftalar hızlı teslimat şirketlerinin 'karanlık dükkün' adı verilen dağıtım merkezleri kurulmasına, mahalle sakinlerinin rahatsız olması nedeniyle yasak getirilmişti. Tütek, bunun ülkeledeki yerel seçimler nedeniyle belediye başkan adaylarının sunduğu vaadler arasında yer alan bir durum olduğunu, çözüm için görüşmelerin devam ettiğini söyledi.