Global ekonomiye ilişkin 2022 öngörülerini tamamen alt üst eden Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye'nin yürüttüğü barış diplomasisi, tüm dünyada yakından takip edilirken, Ankara ve İstanbul geçen hafta ABD'nin kritik bir iş dünyası temsilcisini ağırladı. ABD Ticaret Odası Kıdemli Başkan Yardımcısı Myron Brilliant, geçen hafta İsrail'den sonra Türkiye'ye geldi.
Ziyaretinin ilk gününde Ankara'da temaslarda bulunan Brilliant, İstanbul'da da DEİK bünyesindeki Türk Amerikan İş Konseyi (TAİK) yönetimi ile bir aradaydı.
Brilliant'ın Türkiye'nin, ABD'nin stratejik ortağı olduğunu tekrarlayan bir söylemin pek de ötesine geçmeyen açıklamalarının satır aralarındaki birkaç mesajı ve ziyaretin zamanlaması çok manidardı.
Zira malum, ABD'li şirketler savaşın başından bu yana Rusya'daki faaliyetlerini sonlandırdıklarını açıklayıp duruyorlar. Bu şirketlerin bir kısmının elbette Türkiye'de de hali hazırda faaliyetleri var. Ancak Brilliant'ın, "Türkiye ve ABD ekonomik ilişkileri için yeni bir dönem başlıyor" demesine sebep olacak kadar büyük yatırımların ve farklı gelişmelerin de söz konusu olacağı bir süreçteyiz.
TAİK Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ'ın sadece son birkaç haftada Rusya'dan çıkan şirketlere ilişkin verdiği rakamlara bakılırsa, bu yıl ve takip eden yıllarda Türkiye'ye bir yatırımcı akını olabilir.
Yalçındağ'ın verdiği bilgilere göre, şu ana kadar 148 çok uluslu şirket Rusya'dan temelli çekildiğini duyurdu. 174 şirket operasyonlarını askıya aldı. 72 firma operasyonlarını azalttı ve 12 firma da hala bulunduğu konumda devam ediyor.
Rusya'dan çıkan ABD'li şirketler yatırım için yeni bir üs arayışına girdiler bile. Tamam, bölgede bu yatırımlara evsahipliği yapmak için yarışa girecek birçok ülke mevcut. Ancak ABD'li firmaların 2022 ve 3-5 yıllık büyüme planlarını aksatmayacak şekilde faaliyetlerine devam edebilmeleri için en az Rusya kadar geniş, canlı ve sofistike bir pazara ihtiyaçları var. Ayrıca bu şirketlerin yeni üssünün, Rusya ile de ilişkilerinin devam ediyor olması yani bir anlamda Rusya pazarının da kaybedilmemesi gerekiyor. İşte bu noktada tüm işaretler Türkiye'yi gösteriyor.
Yalçındağ'ın 'Beyaz Saray çevrelerinin en etkili iş insanlarından' diye takdim ettiği Brilliant'ı, Türkiye'ye getiren de işte bu işaretler. Yani Rusya'dan sonra kendine yeni bir ev arayan ABD'li şirketlere destek olacak yatırım ortamı için ticari diplomasi yürüten Brilliant'ın satır arasında söyledikleri de Türkiye'ye yönelik bu arayışı ortaya koyuyor: "Türkiye'nin stratejik önemi ABD açısından kesinlikle göz ardı edilemez. Bu sebeple ekonomik çerçevede büyük bir fırsat var. Bazen siyasi ve askeri konular ön planda olabilir fakat bence bu ilişkilerin temeli ekonomik ilişkilerdir ve burada artan bir ekonomik ilişki söz konusu. Biz ABD'li şirketleri Türkiye'ye yatırım konusunda cesaretlendiriyoruz."
Brilliant'ın, Türkiye'nin enerji kaynaklarını çeşitlendirmesi ve bu kapsamda ABD'den gelecek LNG'yi kullanması önerisini mesajları arasına sıkıştırması, Hazine ve Maliye eski Bakanı Berat Albayrak'ın tam bağımsız Türkiye'yi anlattığı 'Burası Çok Önemli' kitabını aklıma getirdi. Ama ulaşımdan, enerjiye, savunmadan ekonomiye her alanda tam bağımsız Türkiye için kritik adımların atıldığı bir dönemi anlatan bu kitap başka bir yazının konusu.
Dönelim Brilliant'ın ziyaretine, Türkiye- ABD ticari ilişkilerinde yeni bir dönemin başladığının ilk işareti. Önümüzdeki süreçte bu tarz ziyaretlere ve toplantılara daha çok tanıklık edeceğiz.
Son birkaç haftadır bizzat bizim topraklarımızda yaşanan ziyaret ve müzakere trafiği de bunun habercisi.
Ve son söz: Barış için şu ana kadar üstlendiğimiz rol bir kez daha gösterdi ki; burası yani Türkiye çok önemli!