Daha sürdürülebilirlik konusunda bırakın gerekli adımları atmayı, farkındalık açısından henüz olmamız gereken seviyeye gelmemişken, kimi global şirketler yeni nesil sürdürülebilirlikten söz etmeye başladı bile. Değişimin hızından mıdır, pandeminin etkisinden midir, söylemek güç...
Sonuçta yeni nesil sürdürülebilirlik denilince mevcut sürdürülebilirlik anlayışının bir üst seviyesi yani bir üst modeli kast ediliyor.
Hakkı verilerek ulaşılmış bir üst seviyeyse, yani gerçekten sürdürülebilirlikte daha ileri bir seviyeye geçilmesi hedefleniyorsa bu elbette güzel bir haber. Çünkü bugün sürdürülebilirlik ilkelerinin benimsenmesi; şirketlerin gözünden bakıldığında, ek maliyet ya da gelir kaybı olarak görülüyor.
Oysa uzun vadede kazançlı çıkmak isteyen şirketler bugün bu maliyetleri göze alıyor. Geçenlerde Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Nafiz Karadere'den tam bu şekilde yani ek maliyet ve gelir kaybı göze alınarak yola çıkılmış bir proje dinledim.
Bankacılık sektöründen uzun yıllardır tanıdığım Karadere, Doğuş Grubu'nun Park Orman projesini anlatmaya, "Ormanın izin verdiği kadar park" cümlesiyle başladı. Bu ifade hemen dikkatimi çekti ve biraz açmasını istedim. Karadere'nin yeni nesil sürdürülebilirlik anlayışına ve Doğuş Grubu'nun yeni projesine ilişkin aktardığı detaylar şöyle:
Doğuş 3.0 vizyonu kapsamında finansal, organizasyonel ve kültürel bir dönüşümden geçerek tüm şirketlerimizin odağına sürdürülebilirliği aldık. 70. Yılımızda 'İyi bir gelecek için her gün yeniden Doğuş' mottosuyla çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Doğuş Park Orman Tabiat Parkı'nı, işte dünyadaki bu dönüşüme uyumlu olarak 'Değerlendir, iyileştir, dönüştür' anlayışıyla şekillendirdik.
Bir dönem faaliyette olan ve uzun zamandır atıl kalan Park Ormanı, sadece iyileştirerek, ormanın rüzgarını ve ahengini bile bozmadan, yeniden hayata geçiriyoruz. Beş duyuyu aynı anda harekete geçirecek bir alan hayal ederek yola çıktık.
Şu anda park alanında 19 bin ağaç bulunuyor. Bunlara hiç dokunmadan sadece şu anda metruk bir halde olan 22 yapıyı rehabilite ederek hizmete açacağız. Ormanın izin verdiği kadar bir alanda festivaller, konserler ve hatta düğün gibi birçok farklı amaçlı organizasyonları gerçekleştireceğiz.
Bu yıl haziran ayında ilk etabını açacağımız projenin tamamı 2023'te faaliyete geçecek. Parka giriş çok küçük bir ücretle olacak. Bu giriş ücreti de Orman Genel Müdürlüğü'ne bağış olarak aktarılacak. Burada amacımız kâr etmek değil, maliyetleri başa baş karşılayan bir yapı kurabilmek.
***
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK DERSLERİ ARTIYOR
Yeni nesil sürdürülebilirlikten söz etmişken, Zorlu Holding'in yeni nesle sürdürülebilirliği anlatan bir adımını paylaşmak istiyorum. Akıllı Hayat 2030 stratejisi doğrultusunda faaliyetlerini sürdürülebilirliği merkezine alarak yürüten Zorlu Holding, Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi'nde (BÜYEM) 'Sürdürülebilir Bir Gelecek' programı başlattı. Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (SDSN) Türkiye'nin akademik partnerliğinde, S360'ın ise bilgi ve içerik partnerliğinde gerçekleşecek program 23 Şubat'a kadar devam edecek. Online gerçekleşecek eğitimlere Türkiye'nin her yerinden katılmanın mümkün olduğunu söyleyen Zorlu Holding Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Genel Müdür Yardımcısı Şahika Özcan Ortaç, gençlerin yarının dünyasına hazırlanmasının önemine dikkat çekti.