Geçen hafta, içeriği ve organizasyonun şekli açısından yarınının yaşamına ilişkin ipuçları veren bir basın etkinliği deneyimledim. Bosch Grubu'nun Almanya'da gerçekleşen yıllık basın buluşmasından söz ediyorum. Eskiden olsa Almanya'ya gidip fiziksel olarak bir araya geleceğimiz Bosch yönetimi ile bu kez online buluştuk. Bosch bu yılki buluşmaya 20 ülkeden gazeteci davet etmiş. Pandeminin başından bu yana yerli ve uluslararası sayısız kurumun online etkinliğini izledim. Ama bu biraz farklıydı. Geniş katılımlı yıllık basın toplantısından bir gece önce Bosch Yönetim Kurulu Başkanı Volkmar Denner ve şirketin yönetim kurulu üyeleriyle resmi olmayan bir formatta bir araya geldik. Geleceğin teknolojilerinin anlatıldığı son derece ilginç iki sunumun ardından bir süre bu etkinlik için özel hazırlanmış odada bulunan Bosch üst yönetimi ile sohbet ettik.
Online olsa da etkinliğin sonunda kendimi sanki Bosch yönetimiyle aynı odada bulunmuş ve Bosch'un çalışmalarını yerinde görmüşüm gibi hissettim. Bu, hep konuştuğumuz hibrit dünyaya ilişkin ilk ipucunu hissettiğim önemli bir andı. Ertesi gün katıldığım basın toplantısında ise bu kez Bosch Grubu'nun bir önceki akşam söz edilen geleceğin teknolojilerini günlük yaşamımızda kullandığımız cihazlarla nasıl entegre ettiklerine/ edeceklerine şahit oldum.
Zaten Bosch Grubu Başkanı Denner da tüm insanlığın heyecanla karşıladığı Mars'ta oksijen üretimi projesinde çorbada tuzu olan bir şirketin temsilcisi olmanın gururuyla söze başladı: "Şirketimizin tarihinin en heyecan verici dönemlerinden birini yaşıyoruz. Şu anda ben konuşurken, Bosch'un geliştirdiği savrulma oranı ve hızlanma sensörleri son NASA görevinin bir parçası olarak Kızıl Gezegen'in yüzeyinde. Sensörlerimiz yeryüzüne bazı muhteşem görüntüler gönderen Mars helikopterinin stabil hale gelmesine yardımcı oluyorlar."
Sohbet sırasında Çinli bir meslektaşım Denner'a, Bosch'un Mars projesinden neler öğrendiğini sordu. Denner'ın cevabı çok kısa ve iddialıydı, "Bu sensörler müşterilerimizin bir süredir kullandığı cihazlarımızda mevcut. NASA bizi buldu."
İki toplantıda da birçok tanıdık kavramın yeni kullanım halleriyle karşılaştım; AIoT ve elektromobilite en çok dikkatimi çekenler. "Nesnelerin internetini (IoT) yapay zeka (AI) ile birleştiren teknoloji ve hizmet tedarikçisi Bosch, elektromobilitenin halihazırda meydana gelen derin teknolojik ve ekolojik değişimlerin arkasında yeni iş fırsatları geliştirmesine olanak sağlayacağına inanıyor" diyen Denner, konuşmasında hepimizin aklındaki soruları dile getirdi ve Bosch'un bunlara cevaplarını paylaştı:
İklim değişikliğine olan yanıtımız nedir? Şirketimizi karbon nötr hale getirmek.
İklim nötr mobilite ihtiyacına olan yanıtımız nedir? Elektrikli güç aktarım mekanizmaları.
Pandemiye olan yanıtımız nedir? Moleküler tanı büyüyen alan.
Çin ve ABD'nin IT ve yapay zekanın gelişiminde büyük atılımlar gerçekleştirmesine olan yanıtımız nedir? Bosch tarafından sunulan Endüstriyel AIoT.
İNSAN KAYNAKLARI TÜRK'E EMANET
134 yıllık Bosch'un yönetim kurulunda bu yılın başında ilk kez bir kadın üye yer aldı. Üstelik bu üye bir Türk; Filiz Albrecht. Toplantıda Bosch'un insan kaynakları gibi kritik bir alanda politikalarını belirleyen Filiz Albrecht ile de tanışma fırsatı buldum. Kendisine bu kadar yüksek teknolojinin konuşulduğu bir şirkette, insanların işlerini robotların ne zaman devralmaya başlayacaklarını sordum. Albrecht'in, "Bu düşündüğünüz şekilde hiçbir zaman olmayacak. Robotların bazı işleri devralırken insanların daha sofistike işleri olacak" şeklindeki bu güzel cevabına ben de hemen inanmak istedim.