Pandemide acil önlem ya da kriz yönetimi kapsamında yaygınlaşan 'uzaktan çalışma'yı kalıcı hale getirmeye karar veren şirketlere her gün bir yenisi daha ekleniyor. Uluslararası şirketlerin öncülük ettiği bu listeye, son olarak (büyüklerden) Koç Holding eklendi. Oysa yeni yılla birlikte pandeminin başından bu yana işlerini uzaktan (ağırlıklı Bodrum'dan) yöneten iş insanlarının yavaş yavaş İstanbul'a döndüğünü gözlemlemeye başlamıştım. Koç Holding CEO'su Levent Çakıroğlu, Holding'in 35 bin ofis çalışanı için uzaktan çalışma modelinin kalıcı olmasına karar verdiğini açıklayınca farklı sektörlerden iş insanlarını arayarak mini bir nabız yoklaması yaptım. Bu arada birkaçı hariç çoğunu işinin başında ofiste ya da sahada yakaladığımı söylemeliyim.
Anladığım şu; bazı maliyet avantajlarına rağmen iş insanlarının aklına yatan tamamen 'uzaktan çalışma modeli' değil. İyi planlanmış hibrit bir model öne çıkıyor. İşin gereklerine göre uzaktan, ofisten ve sahadan yürütülen operasyonlar hem çalışanlar hem de işverenlerin tercihi. Gerekçeler de sadece verimlilik/ maliyet gibi ekonomik göstergelere dayanmıyor. Bu işin biraz psikolojik bir tarafı da var. Uzaktan çalışma yani izole (temassız) bir çalışma ortamı söz konusu olduğunda, patronların yeni yatırım ve ortaklıklar için isabetli karar alma kaygısı gündeme geliyor. Çalışanların da kariyer arayışları devreye giriyor.
Öyle ya, fiziksel olarak hiç tanı(ş) madığınız birine ortak olur musunuz? Ya da kimseyle temasınız yokken nasıl yeni iş bir bulacaksınız, nasıl transfer olacaksınız? Sadece sunum ya da CV'niz ne kadar ikna edici olabilir? Yapılan son araştırmalar tüm bu soruların herkesin aklında olduğunu o sebeple de şimdilik uzaktan çalışma olarak anılan modelin zamanla 'hibrit bir modele dönüşeceğini gösteriyor. Koç Holding'in de açıklamasında konuya ilişkin detay verilmediği için uygulanacak modelin önümüzdeki dönemde netleşeceğini düşünüyorum.

***

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

TAV'DAN ORTA ASYA ATAĞI

Uzaktan çalışmaya nasıl baktığını sormak için aradıklarım arasında TAV Havalimanları CEO'su Sani Şener de vardı. Şener, "Beni Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te yakaladın" diyerek söze girdi. TAV'da yüzde 80'in evden çalıştığını ama kendisinin hep ofiste ya da sahada olduğunu söyledi. Şener'i yakalamışken Özbekistan'da ne yaptığını da sordum. TAV'ın Taşkent Havalimanı ve ülkedeki diğer havalimanlarının geliştirilmesi ve modernizasyonu için işbirliği anlaşması imzaladığını söyledi. Sonrasında da sözlerine şunu ekledi: "Taşkent'e THY ile uçtum. Uçak tamamen doluydu. Buradan Kazakistan'a yine uçakla geçeceğim o uçak da dolu. İnsanlar artık aşı ile birlikte korkularını yavaş yavaş aşmaya, dışarı çıkmaya başladılar."