Türkiye, dünyanın en çok izlenen motorsporlarından Formula 1'e, pandemiye rağmen 13-15 Kasım'da yeniden evsahipliği yapmaya hazırlanıyor. Yarışların 7 yıllık aranın ardından tekrar İstanbul'da gerçekleşmesinde, İstanbulPark'ın işletme hakkına sahip Intercity'nin Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak'ın yürüttüğü özverili çalışma ve sıkı müzakere sürecinin payı büyük. Pandemide birçok yarışın iptal olmasıyla ortaya çıkan fırsatları iyi değerlendirdiklerini söyleyen Ak, "Formula 1 yönetimiyle yarış takvimine tekrar girmek için sürekli diyalog halindeydik. Pandemi nedeniyle gelen iptallerin ardından 'hazır mısınız' diye sordular. Biz de '4 yıldır hazırız' dedik ve görüşmelere başladık. Ülkemiz için büyük bir finansal fedakarlık yaptık. Hedefimiz seneye uzun vadeli kontrat imzalayarak kalıcı olarak takvime girmek" dedi. Ak, uzun vadeli kontrat için özel sektörden 3 şirketin sponsor olduğu finansman modeli gerektiğini belirtti. Heyecanla beklenen Formula 1 DHL Turkish Grand Prix'e ilişkin tüm merak edilenleri konuştuk...
İstanbulPark'ı işletmeye başladığınızdan bu yana Formula 1 için uğraş verdiğinizi biliyoruz. Nasıl oldu da bu yıl yarışı getirmeyi başardınız?
Dünyada yıl boyunca 21 Formula 1 yarışı yapılıyor. Her bir yarışın hazırlığı, bitişi yaklaşık 2 hafta sürüyor. Yani pilotlar 42 hafta boyunca yarıştalar. Bundan birkaç yıl önce Formula 1'in şirketini ABD'li Liberty Media satın aldı ve devamında da 20 olan yarış sayısını 24'e çıkaracağını sözlü olarak anons etti. Ancak pilotlar 24 yarışın yılın 48 haftası yarışta olmak, evden uzak kalmak anlamına geldiğini belirtip isyan ettiler. O nedenle de yarış sayısı 24'e çıkarılamadı. Mevcut rakama Vietnam eklenebildi sadece. Dolayısıyla biz Türkiye olarak çok istekli ve hazır olmamıza rağmen maalesef takvime giremedik. Mevcut koşullarda bizim girebilmemiz için bir ülkenin takvimden çıkması gerekiyordu. Bu da olmadı tabi. Ama vazgeçmedik, şirketle sürekli irtibat halinde fırsatları değerlendirdik. Bu yıl pandemi nedeniyle birçok ülkede yarış yapılamayınca bizim görüşmelerimiz tekrar ısındı, sonuçta nihayet Cumhurbaşkanımız'dan aldığımız görevi yerine getirebildik ve Formula 1 Turkish Grand Prix'i yeniden takvime koydurduk.
Turkish Grand Prix, hangi ülkenin yerine takvime girdi peki?
Bu yıl pandemi nedeniyle takvim alt üst oldu. Şubattan hazirana kadar yarışlar iptal edildi. Amerika kıtasında ABD, Kanada, Meksika ve Brezilya, Asya kıtasında Japonya, Çin, Vietnam ve Avustralya iptal olunca yarışların hazirandan itibaren Avrupa ve yakın bölgelerde yapılması kararlaştırıldı. Bu süreçte bize 'hazır mısınız?' diye sordular, biz de '4 yıldır hazırız. Hatta 7 yıldır hazırız da 4 yıldır çok hazırız' dedik. Haziranda Türkiye'ye geldiler, tesisleri incelediler, sosyal hayatı gözlemlediler. Sonrasında sadece bu yıl için bir anlaşma imzaladık.
Anlaşmanın bir yılı kapsadığını söylediniz. Önümüzdeki yıllar için bir planınız yok mu?
Olmaz olur mu, var elbette. Biz Formula 1 takviminde sürekli olarak yer almak istiyoruz. Ama bunun sürdürülebilir bir ekonomik modelle yapılması lazım. Bu konuda da bazı girişimlerimiz var. Devletin kasasından bir kuruşun bile çıkmadığı bir formül geliştirdik. Ve tarihte ilk defa kamu görevi olan bu yarışı özel sektör şirketi olarak yaptık.
UZUN KONTRAT İÇİN MASAYA OTURABİLİRİZ
Nedir bu formül biraz açabilir misiniz?
Bu sene güzel bir başlangıç oldu, bence bu tür şehri ve ülkeyi tanıtmaya yönelik sportif faaliyetlerin finansmanının özel sektör tarafından üstlenildiği bir model geliştirilmesi lazım. Devletin burada düzenleyici ve güvenlik gibi konuları desteklemesi önemli. Onun dışındaki mali bütçesinin sponsorluk, televizyon hakları, yeme içmeden gelen, biletten gelen para bizim buradan Türk şirketleri ile oturup bunun anlaşmasını yapmamız lazım. Burada bir Türk şirketinin yarışı sahiplenip yarışa adını vermesi lazım. Bunun dışında pistin kenarına global marka olma yolundaki 3 Türk şirketi sponsor olması halinde yarışı yapabiliriz. Şimdiden gelecek yıl için sponsor olabilecek firmalarla görüşüyoruz. Ayrıca Formula 1 yönetimine farklı gelir kalemleri oluşturabileceğimiz bir iş modelimiz var, onu da sunduk.
Nasıl farklı gelir kalemleri oluşturacaksınız?
Biz Intercity İstanbul Park'ta iki yıldır bir motoring festivali gerçekleştiriyoruz. Bir hafta boyunca Intercity İstanbul Park'ta otomobiller, motosikletleri sergiliyoruz, test sürüşleri yapıyoruz. Bu arada da konserler, sergiler, farklı eğlenceler ve etkinliklerle katılımcılara son derece keyifli zaman geçirebilecekleri bir ortam sunuyoruz. İkinci yılımız olmasına rağmen geçen yıl 200 bin katılımcı sayısına ulaştık. Dünyanın en büyük otomobil fuarlarından Frankfurt'a geçen yıl 10 günde 400 bin ziyaretçi geldi. Biz 2 yılda bunun yarısına ulaştık. Bu yıl eğer pandemi koşulları elverseydi, Formula 1 yarışını da bu tarz bir festivale çevirecektik. Bu önerimiz Formula 1 yönetiminin çok ilgisini çekti. Onların da bu tarz bir arayışı varmış. Bu yılki yarışta bunu da gözlemleyeceklerdi. Eğer pandemi koşulları elverirse önümüzdeki yılki Formula 1 yarışında bu festival ortamını oluşturmayı planlıyoruz.
Anladığım kadarıyla bu yılki yarış için Intercity olarak büyük bir mali yükümlülüğün altına girdiniz. Neden?
Formula 1 yönetimi bizim bu konuda uzun zamandır istekli olduğumuz biliyordu. Bu yıl pandemi nedeniyle takvim alt üst olunca bize 'hazır mısınız?' diye sordular. Eğer bunu kaçırsaydık belki bu şansı bir daha yakalayamazdık. Bu yılki yarışı ilk günden son güne kadar teknik ekibin deneyimi dahil çok başarılı bir şekilde tamamlarsak, yarıştan hemen sonra 2021 ve sonrası için oturup konuşma imkanımız olacak. Bu kez daha uzun vadeli bir kontrat yaparak takvime gireceğiz. Amerika ve Asya kıtalarındaki ülkelerin hangileri dönebilir bilemiyoruz oralarda pandeminin seyrine bağlı. Ama takip ettiğim kadarıyla Amerika, Meksika ve Brezilya hastalıkta çok kötü durumda.
ÜLKEMİZE HELALİ HOŞ OLSUN
Neden yaptınız?
Biz bu yıl yapmasaydık, yarışı seneye yapma hakkımız olan 7-8 yıllık kontrat hakkımız olmayacaktı. Bu sene pandemiden dolayı bize bir avantaj oldu boşluk çıktı, inat edip aldık. Ama seneye bu şartlarda, bizim bu etkinliği yapma imkanımız olamaz. Seneye bunu rasyonel, tekrar edilebilen sürdürülebilir gelir modeli olan bir anlaşma olarak yapmamız lazım. Biz bu sene büyük bir fedakarlıkla bunu yaptık ama helali hoş olsun ülkemize. Bana göre Formula 1 iki şey ifade ediyor. Olayın dörtte biri otomobil teknolojisinin zirvesi... Bu, strateji, rekabet ve güçlü olmanın öne çıktığı muhteşem bir yarış ve spor... Kalanı yapıldığı şehri tüm dünyaya tanıtıp göstermek için çok önemli bir tanıtım aracı ve soft power... Yabancı sermayeyi Türkiye'ye davet etmek ve turistlere ülkeyi tanıtmak için bunun çok önemli bir araç olduğunu düşünüyorum. Bu çabayı kendi adıma vermek ve ülkemiz için yeni bir açılımda bulunmak istedim.
Asfalt yenileniyor
Pistin durumu nasıl, yarışa hazır mı?
Pistimizin durumu gayet iyi. Biz 7 yıldır İntercity İstanbulPark'ın tüm bakımlarını düzenli olarak yapıp, her türlü etkinliğe hazır haldeyiz. Buna pist dahil. Bizim çok özel bir asfaltımız var, yenilemeye karar verdik, pilotlara bir jest yapmak istedik. Asfalt bugün (dün) Ulaştırma Bakanlığı tarafından yenileniyor. Pilotların buradan bayılarak gideceğini düşünüyorum.
Seneye hedef seyirci rekoru
Formula 1 yönetimini Türkiye'yi tekrar takvime almaya hangi faktörler ikna etti sizce?
Öncelikle Cumhurbaşkanımızın bu işi sahiplenmesi, yarışı himayesine alması. Ardından bizim kesintisiz temaslarımız. Tesisi sürekli hazır tutmamız. Ve elbette seyircinin büyük ilgisi. Türkiye'nin nüfusu çok cezbedici. Bu yıl rekor bir sürede 80 bin bilet sattık. Bu tesisin kapasitesinin 3'te 1'ine tekabül ediyor. Seneye 200 binin üzerinde bilet satarak seyirci rekoru kırmayı istiyoruz. Kırabileceğimizi de gördükleri için onlar da bizi takvime almayı istiyorlardı. Pistin zorluğu ile pilotları cezbetmesi ve her şeyden önemli Türkiye'nin pandemideki performansı yarışın İstanbul'a gelmesinde etkili oldu. Devletin arkamızda olması çok güven verdi, Türkiye'nin pandemi performansı da bunu destekledi. Yani tek bir kareyle değil, tüm bunlar birleşti ve sonuç ortaya çıktı.
Pilotlar İstanbul için çok heyecanlı
Formula 1 pilotlarının yeni yarış istemediklerini söylediniz. İstanbul'daki yarışa bakışları nasıl?
Bizim yarışın yapılacağı anons edilince, sosyal medyada ilk önce yarışan 20 pilottan mutluluk paylaşımları geldi. Acayip sevindiler, İstanbul'a gelecekleri için... Şu an yarışan pilotlardan sadece 3'ü daha önce İstanbul'da yarıştılar. 17'si ilk defa yarışacak. Pistin zorluğu efsane gibi konuşuluyor o nedenle çok heyecanlılar, inanılmaz.
Yarış öncesinde 500 TIR 7 Jumbo jet gelecek
Hazırlıklar nasıl gidiyor?
Biz hazırlıklara başladık. Yavaş yavaş yurtdışından teknik ekipler de gelmeye başladı. Önümüzdeki hafta sponsorların giydirmeleriyle ilgili bir heyet gelecek. Şimdiden çevredeki oteller doldu. Bu süreçte Sabiha Gökçen'e 7 jumbo jet gelecek. Toplamda 500 TIR buraya malzeme getirecek. Seyircisiz bir yarış olacak ancak 4 bin kişilik teknik ekip geliyor İstanbul'a.
Bilet ücretini bağışlamak istediler
Yarışın seyircisiz yapılması kararı sizi nasıl etkiledi?
Yarışın yapılmasına karar verilmesinin ilk anından itibaren seyircisiz yapılması ihtimaline de hazırdık. Üzüldük tabi, çok güzel bir etkinlik ortamı planlamıştık ve izleyicilerin de bu ambiyansa katkısı büyük olacaktı. Bizim kadar izleyiciler de üzüldü. Zaten çok kısa sürede rekor bilet satışı geldi. Yurtdışındakiler bile şaşırmıştı. Bilet ücretleri Biletix'te bloke idi. Zaten hiç cebimize girmemiş bir paranın iadesi de zor değil. Bilet iadelerini 2 gün içinde tamamladık. Bu süreçte çok sayıda izleyiciden destek mesajları aldık. 'Siz Türkiye için çok büyük bir fedakarlık yaptınız, biz de bilet ücretinin iadesini istemiyoruz, Formula 1 pistine bağışlamak istiyoruz' diyenler oldu. Yasal olarak bağış almamız mümkün olmadığı için kabul edemedik ama çok duygulandık.
Formula 1 takımı almayı isterim
Otomobil ile ilgili her şeye gönül vermiş, işi bu olan biri olarak elbette bir gün, bir Formula 1 takımının sahibi olmayı çok istediğini söyleyen Vural Ak, "Ama siz bunu yazmayın, fiyatlar yükselmesin" diye espri yaptı.