Cumhuriyet Halk Partili Beşiktaş Belediye Başkanı'nın yolsuzluk nedeniyle tutuklanması sonrası yaşadığı panik hâli medyaya da yansıdı. Halk TV'nin Ekrem İmamoğlu'nu kurtarmak için bırakın bir gazetecinin, az buçuk kanunlara meraklı birinin dahi yapmayacağı bir işi yaparak izinsiz telefon görüşmesini yayınlaması bu panik hâlinin bir yansımasıydı. Sadece yasaya aykırılığı değil, gayri ahlaki de olan bu hareket sonrası beklenen oldu ve Halk TV'de ilgili kişiler, savcılık ve sonrasında hâkim karşısına çıkarak ifade verdiler.
Açıkçası böyle amatörce bir iş yapacaklarını düşünmüyordum. Fakat beni asıl şaşırtan, bu gözaltılar sonrası medyada CHP'lilikleriyle konuşulan bazı isimlerin Halk TV'yi eleştirmesi oldu. Bu tartışmayı, "Bakın muhalif isimler bile gazetecilik söz konusu olduğunda meslek ilkelerini savunuyorlar" şeklinde yorumlarsak bence fazlaca nahif davranmış oluruz. Özellikle son 15 yıldır gazeteciliğin temel bütün ilkelerini gönül rahatlığıyla çiğneyen muhalefet kalemşorları birdenbire aydınlanma yaşamadı.
Dönen kavganın merkezinde Halk TV var ve CHP'li diğer iki medya kuruluşu KRT ve Sözcü grubu ile aralarında bir gerilim olduğu açık. Bunu Halk TV'nin görünürdeki sahibi olmasına rağmen şirkette resmi görevi olmayan Cafer Mahiroğlu'nun sosyal medya paylaşımları inkârı mümkün olmayan bir şekilde ortaya çıkardı. Aynı şekilde CHP'li bir başka medya kuruluşunun da açıkça Cafer Mahiroğlu'na cephe alması, yaşananların bir medya etiği tartışması olmadığını düşündürüyor.
CHP medyası içerisinde geçmişte de benzer tartışmalar yaşanmış, ancak her seferinde unutulmuştu. Birkaç örnek hatırlatmak gerekirse, TELE 1 Kanalı'nın finansmanıyla ilgili eski CHP milletvekili ve Yurt Gazetesi'nin sahibi Durdu Özbolat, "FETÖ'nün kirli paralarını" adres göstermişti. CHP yönetimi bu kavgayı kısa sürede sümenaltı etse de arşivlerdeki yerini aldı.
Bir diğer kara para iddiası, Halk TV'den ayrılan eski çalışanların, Cafer Mahiroğlu'nun servetiyle alakalı sözleri üzerine gündeme geldi. Cafer Mahiroğlu'nun FETÖ'nün para kasası Akın İpek'ten destek aldığı, hatta uyuşturucu ticaretiyle ilgisi olduğu iddia edildi. Dikkatinizi çekiyorum, bu iddialarda bulunan isimler CHP destekçisi olduğunu gizlemeyen kişiler... Hatta aralarında yıllarca Halk TV'de program yapanlar da var. Böyle olunca Halk TV, "İktidar destekçileri bize iftira atıyor" kolaycılığına saklanamadı.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun partiden uzaklaştırılması gündeme geldiğinde, İmamoğlu'nu destekleyen Halk TV ile CHP arasındaki anlaşmayı iptal etmesi üzerine bu kez topa Mahiroğlu girerek CHP yönetiminin trollere para yedirdiğini iddia etmişti. Kılıçdaroğlu devrilince bu söylediklerini unutup yeni CHP yönetimin bayraktarlığını yapmaya devam etti.
Madem Halk TV bu kadar konuşuluyor, patronajı ve kanalda program yapanlar hakkında medyada konuşulan iddiaların açığa çıkarılması gerekiyor. Yani ya CHP'li birtakım kalemşorlar CHP'li bir medya patronuna ve meslektaşlarına iftira atıyor ya da cumhuriyet tarihimizin en büyük yolsuzluklarından birinin merkezinde her gün "temiz toplum" nutukları çekiliyor.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Hilal Kaplan | CHP medyasının iç savaşı mı?