HİLAL KAPLAN

Suriye-Suudi Arabistan yakınlaşması

Suriye'de Esed rejiminin devrilmesini hâlen hazmedemeyen şebbihalarımız, yaşadığı hayal kırıklıklarını örtbas etmek için mesailerine devam ediyor. Esed'in ve "kutsal devletleri" İran'ın dönüşünden ümidi kesen bu şebbihaların şimdilerde tutundukları dal Suudi Arabistan oldu.
Tek merkezden çıktığı belli olan "analizlerinde" Suriye'de devlet yetkililerinin Suudi Arabistan ile yaptıkları temaslar sonrası, "Bakın, Suriye Türkiye'yi dışlıyor, artık Suudi Arabistan ile yakın ilişki kuracaklar" yorumları dolaşıma giriyor. Bu büyük yorumları yaparlarken sanki Şam'da masum halkın öldürülüşünü görmüşler gibi keyiflendiklerini gizlemiyorlar.
Bu yorumlara göre, Suriye Dışişleri Bakanı'nın ilk yurtdışı ziyaretini Suudi Arabistan'a yapmış olması, Suriye Lideri Ahmet Şara'nın Suudi Arabistan'ın önemine dair açıklamaları, Türkiye'nin Suriye masasında kaybettiğini ve Suudi Arabistan'ın kazandığını gösteriyor.
Aslında bu grubun meseleleri nasıl "sağlıklı" yorumladıklarının delili Esed devrilirken yaptıkları açıklamalarla ortaya çıkmıştı ancak biz yine de kafası karışanlar olur diye açıklayalım.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye adım adım özgürleşirken, hiçbir ülkenin çakıl taşında dahi gözümüzün olmadığını açıklamıştı. Suriye'de Esed rejimi devrildikten sonra yapmış olduğu açıklamalarda, "Özgür Suriye'nin bölge ülkeleri için bir tehdit değil, fırsat olduğunu" defalarca dile getirdi. Esed rejiminin tamamen devrilmesinden kısa bir süre önce yapılan Suriye toplantısının Suudi Arabistan'da gerçekleşmesini destekledi.
Ayrıca Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye ile Suudi Arabistan'ın Suriye konusunda fikir ayrılığı içerisinde olmadığını açıkladı. Yine daha Suriye'de mevcut hükümet ilan edilmemişken katıldığı televizyon programında yeni dönemin Ürdün ile Suudi Arabistan arasında güvenli ticaret yoluna imkân tanıdığını söylemesini eklediğimizde aslında Suudi Arabistan ile Suriye arasındaki "yakınlaşmanın" Türkiye'ye rağmen değil, Türkiye'nin olumlu perspektifiyle yaşandığını da anlayabiliyoruz.
Nitekim sosyal medyada paylaşılan görsellerde Suudi Arabistan'dan Suriye'ye doğru hareket eden yüzlerce TIR'lık insani yardım konvoyları görünüyor.
Türkiye başından itibaren Suriye'de kurulan yeni yönetime her türlü desteği sağlayacağını, ancak ülkenin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu dile getirdi.
Suriye'nin yaralarını sarması için bölge ülkelerinden Mısır, Ürdün, Lübnan, Irak, Suudi Arabistan, Umman, BAE ve Bahreyn ile temaslarını hızlandırması ve meşruiyetini kabul ettirmesi Türkiye'yi neden rahatsız etsin ki?
Kaldı ki Türkiye'nin Suriye için önemini Suriye Lideri Ahmet Şara başta olmak üzere tüm Suriyeli yetkililer defalarca dile getiriyor. Aynı yetkililer bölgeye giremeyecek ülkeleri de sıraladı. Türkiye'de kafa karışıklığı çıkarmak için sürekli yalan söyleyen kalemşorların asıl niyeti, Suriye kapısı suratlarına çarpılan bu ülkelerin uğradığı mağlubiyeti gizlemek...
Lakin beyhude, her şey gözümüzün önünde yaşanıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA