Cumhur İttifakı'nın İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ'ın proje ve vaatlerini anlattığı lansman toplantısı için şehre geldiğimde oldukça üzücü bir manzarayla karşılaştım.
Türkiye'nin en büyük 3. şehri olan İzmir'in yolları savaştan çıkmış bir şehri andırıyordu.
Havalimanından Hamza Dağ'ın "Eşsiz İzmir" vizyonunu dinleyeceğimiz salona kadar neredeyse düzgün yolla hiç karşılaşmadık.
İçimizi kaplayan bu hüzün, Hamza Dağ'ın şehrin simgesi olan zeytin ağacı ile sahneye çıkmasıyla yerini umuda bıraktı.
Üniversite okumak için 28 yıl önce geldiği İzmir'den ayrılmayan, AK Parti'nin kuruluşundan itibaren aktif siyasetin içinde olan Hamza Dağ, İzmir'i Türkiye Yüzyılı'nın lokomotif şehirlerinden biri yapmak için 11 ana başlık belirlemişti.
Her ana başlığın altında çalışılmış projeleri tek tek anlattı.
Hayal satmadığını ve bazı projelerin zaman alacağını özgüvenle söylemekten de çekinmedi.
Körfez'i birleştirecek tüp geçit ve köprü projesi, İzmir çevre yollarının şehir merkeziyle bağlantılı yeni etaplarının yapılması, İzmir suyunun israf edilmesine ve Körfez'deki kötü kokuya son verecek arıtma tesisi modernizasyonu ve daha pek çok projeyi anlatırken, "Otogarda yürüyen merdiven bile yok" derken bir İzmirli olarak başka şehirlerden gelen misafirlerine karşı yaşadığı mahcubiyeti hissetmemek mümkün değildi.
Konuşmasında eski yönetimin zaaflarından bahsetmeyen Dağ, sadece Çiğli'deki arıtamama tesisi nedeniyle şehrin su kaynaklarının kirletilmesine tepkisini, "Temizlenmeden Körfez'e akıtılan her damla; İzmir'e, sağlığımıza ihanettir" diyerek göstermekten çekinmedi.
Üçüncü büyük şehir diye anılan İzmir, kentsel gelişim açısından hak ettiği yerde değil.
Büyükşehir olmayan bazı şehirlerimizden bile bazı açılardan oldukça geride.
İdeolojik sarmala değil de umut ve değişime şans verilir mi, bilmiyorum.
Bildiğim, fırsat verilirse Dağ'ın 30 yılda yapılmayanları 5 yılda gerçekleştirecek bir vizyonu ortaya koyduğudur.
Umarım İzmir, layık olduğu belediyecilik hizmetine kavuşur.