Filistin'deki soykırımda 122. gün geride kaldı. İnsanlık tarihinin karşı karşıya kaldığı en büyük vahşetlerden birini anlatırken sayı vermenin, ölümü sıradanlaştırmak gibi bir etkisi oluyor. O nedenle Filistinli şehitlerden bir toplam olarak bahsetmek istemiyorum.
Kaybedilen her bir can, ayrı ayrı yüreğimizi yakıyor çünkü. Ama katliamın büyüklüğünü anlatmanın başka yolu yok maalesef.
122 günde Gazze şeridinde 27 bin 365 kişi şehit oldu. 11 bin 500'den fazlası çocuk. 8 bin Filistinli kayıp, onlardan haber alınamıyor. 8 bin 663'ü çocuk olmak üzere 66 bin 630 yaralı var.
Birleşmiş Milletler'in açıkladığı rakamlara göre 7 Ekim'den bu yana sahipsiz, kimsesiz kalan çocukların sayısı 17 bine ulaşmış durumda. Gazze şeridinde İsrail'in hava saldırılarıyla tahrip ettiği bina sayısı ise 70 bini buldu.
7 Ekim'den sonra Gazze Şeridi'nin kuzeyinde bir katliam başlatan İsrail, o günlerde Gazze halkını güneye, Mısır sınırındaki Refah kentine göçmeye zorlamış, orada güvende olabileceklerini söylemişti. Ama Gazze halkı güneye doğru ilerledikçe İsrail de işgali o bölgelere doğru genişletmeye başladı. Gazze'nin 2.3 milyonluk nüfusunun yüzde 90'ı aralık ayının sonunda üçüncü hatta dördüncü kez yerinden edildi.
İşgalci İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, şimdi de Refah'a yöneleceklerini açıkladı. Yani Filistinlileri önce Refah'a sıkıştıran İsrail, perşembe günü de o bölgeyi bombalayarak toplu katliam yapacağını dünyaya açıklamakta hiçbir beis görmedi.
Lahey'de çıkan tedbir kararının da İsrail üzerinde pek etkili olduğu söylenemez. Aksine İsrail, askeri operasyonlarla katliamın şiddetini artırırken, Batılı ülkeler üzerinde siyasi baskı araçlarını da kullanmaya başladı. Geçen hafta Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA) fon sağlayan 12 ülke desteğini çektiğini açıkladı.
İsrail, UNRWA'yı tamamen feshetmeden savaşın bitmeyeceğini söyleyerek uluslararası tehditler savururken 2022 yılında UNRWA'ya 343.9 milyon dolarla en yüksek bağışı yapan ABD, İsrail'e verdiği desteği bir kez daha gösterdi ve bağışı kesen ilk ülke oldu. Kanada, Avustralya, İngiltere, Almanya, İtalya, Hollanda, İsviçre, Finlandiya, Estonya, Japonya, Avusturya ve Romanya da geçen hafta itibarıyla BM'nin Filistinlilere yardımla görevli birimi olan UNRWA'ya finansal desteği kesti.
Avrupa Komisyonu ise şubat sonuna kadar UNRWA'ya fon sağlanmayacağını, şubattan sonra tekrar değerlendireceklerini açıkladı. Bu karara karşı çıkan Batılı ülke sayısı ise sadece 3... İspanya, İrlanda ve Norveç özellikle Filistin'e gönderilen gıda ve ayni yardımların ulaştırılmasında UNRWA'nın kritik bir rolü olduğunu belirterek finansal desteğe devam edeceklerini resmi olarak açıklama cesaretini gösterdiler.
Filistin yalnızlaştırılıyor. Uluslararası kamuoyunda İsrail'e yönelik tepkiler büyürken devletler nezdinde izole ediliyor. İşgalin, hava saldırılarının ve bombardımanın üstüne, uzun bir süredir açlık, susuzluk ve soğukla da mücadele etmek zorunda kalan Filistinlilere gitme ihtimali olan her kaynak kurutuluyor.
Katar'ın ateşkes için başlattığı arabuluculuk girişimi de beklenen sonucu verecek gibi görünmüyor. Bu süreçte, Filistin'de yaşanan soykırım ve katliamın gündemin içinde sıradanlaşmasına ve normalleştirilmesine izin vermeyip Filistinlilere yalnız olmadıklarını göstermek de bize düşüyor.