Terör devleti İsrail, kurulduğundan bu yana meşruiyet arayışında olan bir devlet. Çalınan topraklar üzerine zulümle kurulduğu için ve varlığını sürekli işgal üzerine inşa ettiği için meşruiyet arayışı hiç bitmedi. 2005 yılında kurulan Boykot, Tecrit ve Yaptırımlar Hareketi'ne (BDS) yönelik siber casusluk dahil pek çok girişimde bulunup çökertme çabaları ve Amerika Birleşik Devletleri'nin 35 eyaletinde meclislerden İsrail'i boykot yasağı kanunları çıkarmaları bunun en büyük göstergelerinden birisi.
Ancak Aksa Tufanı ile birlikte İsrail'in var olma hakkına dair küresel kamuoyu, İsrail'in net olarak gayri meşru bir yapı olduğuna dair ittifak halinde. "Ana vatan" Amerika Birleşik Devletleri'nde bile kamuoyunun yüzde 76'sı süresiz ateşkesten yana iken ve 18-25 arası gençlerde İsrail'in var olma hakkı fikri gittikçe düşmüşken bu topun o kaleden çıkması artık imkânsız.
İkincisi, İsrail işgal ordusu sahada her gün başka bir şekilde rezil oluyor. İsrail'in caydırıcılık miti tamamen sona erdi. 1973'te en büyük Arap devletlerini püskürtmeyi başaran İsrail, bugün Amerika'nın hibe ettiği savaş uçakları ve mühimmat olmasa bir avuç direnen mücahide beyaz bayrak çekecek hale geldi. Şayet ABD'nin savaş gemileriyle ortaya koyduğu gövde gösterisi olmasa, İsrail, 1967'den farklı olarak "altı gün" içinde söndürülecek bir balon olduğunu herkese göstermiş oldu.
Üçüncüsü, İsrail diplomatik olarak da tüm dünyanın karşısında olduğu bir yapı haline geldi. Fransa'nın süresiz ateşkese evet dediği, İsrail'in "ebesi" İngiltere'nin bile çekimser oy verdiği bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi var. Sadece ABD, tek başına İsrail'e diplomatik olarak zırh olmayı sürdürüyor.
Gazze'yi yaşanması çok zor hale getirdiler. Ancak Hamas'ı geri döndürülemeyecek biçimde konsolide ettiler. Bugün Filistinlilerin önüne bir sandık konsa çıkacak sonucu en iyi El Fetih yöneticileri biliyor. Amerikan Savunma Bakanı'nın, İsrail'e yönelik "Taktik olarak zafer kazansa bile stratejik olarak kaybedebilir" sözlerini de bu bağlamda okuyunuz.
İsrail için sonun başlangıcındayız ve attıkları her bomba ile biraz da kendi çukurlarını derinleştiriyorlar. Allah ömür verirse göreceğiz.