Sosyal medya hesapları üzerinden sığınmacıları merkeze alarak yalan haber yayan, bununla da yetinmeyip halkı kışkırtmaya çalışan sosyal medya hesaplarına operasyon düzenlendi.
Operasyon sonrası sosyal medyada yeni bir algı operasyonu başlatıldı. Buna göre "sığınmacılara karşı olma" suçlamasıyla insanlar tutuklanmıştı. 27 kişinin gözaltına alındığı ve şimdilik 8 tutuklamanın olduğu operasyonlar sonrası en fazla tepkiyi Ümit Özdağ ve Zafer Partisi verdi. İşi "azdan az, çoktan çok gider" türü racon kesmeye kadar vardıran Zafer Partisi teşkilatlarına Ümit Özdağ "Bizi öldürmeden susturamazsınız" sözleriyle katıldı.
Sığınmacılar meselesinde yapılan yanlışları ya da Türkiye'nin sığınmacı politikasını yanlış bulmak herkesin hakkı fakat Türkiye'de sığınmacılar üzerinden bir iç savaş çıkarmaya çalışmak kimsenin hakkı değil. Suriyeli sığınmacılar özelinde söylenen yalanların merkezine Ümit Özdağ ve onunla bağlantılı, onun paylaştığı, onun yaydığı ve kendisinin reklamını yapan sosyal medya hesapları yerleşti. Söylenen yüzlerce yalan içinden birkaç örnek vererek hafızamızı tazeleyelim: "Eczanesinde şiddete uğrayan eczacıyı koruyan Suriyeli göçmen 'eczacıya saldırdı" olarak verildi. Üstelik bu yalanı yayan Ümit Özdağ kendisini uyaran eczacıya rağmen yalanı yaymaya devam etti.
Ümit Özdağ kimi zaman deprem sonrası var gücüyle çalışan Türk yardım görevlisini 'Cep telefonu çalan Suriyeli hırsız' yaptı, kimi zaman çocuk istismarı yapıldığını söyleyip kitleleri sokağa döktü. Türkiye sınırından binlerce kilometre uzaklıktaki insanları sınırdan geçmiş gibi gösterdi, 'anlaşma imzalandı 150 bin Afgan işçi Türkiye'ye gelecek' diye ortalığı ayağa kaldırdı.
Özdağ ve destekçisi hesaplar bununla da yetinmedi. Ülkemize geldiklerinde her şey dahil otellerden çıkmayan Avrupalı emeklilerin tam tersine esnafın yüzünü güldüren Arap turistleri de hedef tahtasına oturttu. Dünyanın her yerinde tatil yapabilecek ancak kültürel ve siyasi nedenlerle Türkiye'yi seçen turistleri adeta kaçırmak istercesine yapılan haber ve yorumlarla kısmen de amaçlarına ulaştılar.
Şimdi de bütün bunları yapan kendisi ve ekibi değilmiş gibi, "Sığınmacılara karşı çıktığımız için hedef gösteriliyoruz' diyor. Gayri insaniliğini bir kenara bırakarak bir siyasetçinin Türkiye'deki sığınmacılara karşı çıkma hakkı var. Ancak sığınmacılar üzerinden Türkiye'ye operasyon çekmeye, Türkiye'nin PKK/ PYD ile mücadelesini engellemeye hakkı yok. Kemal Kılıçdaroğlu'ndan İçişleri Bakanlığı sözü alan Ümit Özdağ ve destekçileri bu gerçeği biraz zor da olsa idrak etmeye başladılar.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz