Altı ay önceydi. İsveç'in başkenti Stockholm'de, belediye binası önünde toplanan PKK yanlıları gösteri düzenlemiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı temsil eden bir kuklayı binanın önündeki direklerden birine ayaklarından asıp sosyal medyada paylaşmıştı. Bu, açık bir provokasyondu ve belediye binası önünde gerçekleşmesine izin verilmişti.
İsveç Başbakanı da, Dışişleri Bakanı da hadiseyi kınadı ama tekrarını engellemediler. Nitekim PKK yanlıları hâlâ flamalarıyla, saldırgan sloganlarıyla istedikleri zaman istedikleri provokasyona imza atabiliyorlar.
Yine altı ay önceydi. İsveç'in başkenti Stockholm'de bulunan Türk Büyükelçiliği binasının karşısına polis koruması eşliğinde gelen aşırı sağcı siyasetçi Rasmus Paludan, önce elinde Kuran-ı Kerim'le açıklama yaptı. Ardından Hz. Muhammed'e (SAV) yönelik hakaret içeren bir karikatür açtı.
Daha sonra da elindeki Kuran-ı Kerim'i yaktı.
Altı ay sonra yine benzer provokasyonların tekrar ettiğini görüyoruz. İsveç, periyodik olarak Türkiye'ye ve İslam'a karşı yapılan saldırılarla gündemimize girmeyi "başarıyor". Kurban Bayramı'nda da Irak asıllı Salwan Momika isimli bir kişi, Stockholm Camii önünde polis koruması altında Kuran-ı Kerim yaktı.
Tüm bu gelişmelere İsveç'in geçen seneki NATO zirvesinde imzaladığı mutabakat çerçevesinde Türkiye'nin iadesini istediği hiçbir teröristi iade etmemesini de ekleyin. Sizce İsveç gerçekten NATO'ya girmek istiyor mu?
İsveç, Sovyetler'in en güçlü olduğu soğuk savaş yıllarında bile NATO'ya üye olmayı tercih etmedi. Bugünse Ukrayna ile savaşında zafer kazanmaktan oldukça uzak görünen Rusya'yı bir tehdit olarak gördüklerini düşünmek zor.
Türkiye'nin onayıyla Finlandiya'nın geçen nisan ayında NATO'ya üye kabul edilmesiyle beraber İsveç, İskandinav bölgesinde olup birliğe üye olmayan tek devlet olarak kaldı. Stockholm yönetimi, Ankara ile üyelik müzakerelerini yürütse de bu sürecin nasıl sonlanacağını iki tarafın da bildiği ama dile getirmediği bir sır gibi gördüğü kanaatindeyim.
Velhasıl İsveç'in asıl derdi NATO'ya girmek değil, ittifakın şemsiyesinin genişlemesini kendisinden daha çok isteyen ABD'yi kızdırmadan işin içinden çıkmak gibi görünüyor.