İki haftadır bu sorunun cevabını arıyorlar.
Anket firmalarından sosyal medya fenomenlerine, yandaşlığın bile ötesine geçen kadrolu sanatçılarından fondaş medyalarına kendilerini Kılıçdaroğlu'nun kazanacağı paralel bir evrene o kadar inandırmışlardı ki şimdi sınırda kişilik bozukluğu ile histeri arasında bir yerde debelenip duruyorlar.
Eski Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Şaban Sevinç bu durumu şöyle ifade ediyor: "Muhalefete oy veren milyonlarca insan olarak o kadar zavallıyız ki kendimize acıyorum."
Kılıçdaroğlu'na oy veren milyonlar için durum bu denli vahim değil bence ama hayal kırıklığını ciddiye alarak çözüm arayan CHP'li seçmenin dikkatini yöneltmesi gereken bir veçheyi anlatacağım sadece.
3 Kasım 2002 tarihinin üzerinden 21 yıl geçti. AK Parti'nin ilk seçim zaferini kazanıp tek başına iktidar olmasını gazetemiz Sabah, "Anadolu İhtilali" olarak duyurmuştu. Yirmi yıl sonradan geri dönüp baktığımızda bu manşetin hâlâ geçerli olduğunu görebiliyoruz. Zira "çevreden merkeze" yürüyüşün adı AK Parti'ydi ve bugün hâlen aynı niteliğini koruyor.
Yalnız adını "Anadolu İhtilali" koymamızın tek sebebi, dilinden, mezhebinden, dininden, sosyo-ekonomik durumundan ötürü ezilip dışlanmışların AK Parti sayesinden eşit vatandaşlık statüsüne kavuşmuş olmaları değil. Evet, başörtüsü yasağı bitti. Kürtçe özgürleşti. Alevilik yaygın temsil buldu. Gayrimüslim vakıfları iade edildi. Ayasofya "bizim" oldu. Ama bunun bir diğer sebebi de iktidar karşısındaki en güçlü muhalefet olmayı yine 20 yıldır sürdüren CHP'nin genetik kodlarında hiçbir dönüşüm olmamasıdır.
Çarşaflıya CHP rozeti takmakla ya da "Kürtleri biz de seviyoruz" demekle gerçekleşmesi mümkün olmayan, "görünüşte yeni, özünde eski" CHP'nin olduğu yere çakılı kalmasıdır
Tunceli'nin Nazımiye ilçesinde doğup üniversite çağına değin başkent görmemiş bir gencin önce bürokraside sonra siyasette yükseliş hikâyesini barındıran Kılıçdaroğlu bile seçim mağlubiyetini "TRT izleyip 500 liraya kanaat eden köylüler yüzünden" diyerek açıklama sefilliğine imza atabiliyorsa, durup düşünmeniz gerekir.
Seçime giderken en büyük ikonunuz, AK Parti'yi desteklediğini söyleyen bir kadına "S.. git o..." diyen terbiyesiz bir meczupsa durup düşünmeniz gerekir
Kutuplaşmadan şikayet edip iki cümlenizden biri "yargılayacağız, kapatacağız, ezeceğiz" ise durup düşünmeniz gerekir.
En büyük argümanınız yirmi yıldır getirilmeyen Şeriat'ın "Bu sefer kesin gelecek" diye getirilmesi üzerinden halkı korkutmaksa durup düşünmeniz gerekir.
Ya da durup düşünmeyin. Bu yazıya da agresif tepkiler verin.
Aynen devam...
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz