CHP vekil listesi açıklanınca muhalif kanallar da fena kontrpiyede kaldı. Yıllarca bir sövmedikleri kaldığı çoğu isim CHP listelerinden onlara el sallıyordu. Öyle aralara derelere de sıkıştırılmamışlardı. Geçiştirmesi mümkün, yutulması kolay bir lokma değildi onlar için, çünkü "AKP artıkları"nın kimi Ankara'da kimi İzmir'de liste başıydı. Kılıçdaroğlu, kendi seçmenine adeta meydan okumuştu.
E topu yumuşatmak da haliyle fondaş medyaya kaldı. Araya birkaç nazik sitem yerleştirdilerse de canhıraş savundular. Hatta bir ara muhabbet "Eğitimleri de çok iyi aslında, eski AKP'li deyip geçmemek lazım" noktasına gelmişti ki neyse direksiyonu son anda toparladılar.
Yalnız Akşener, öyle bir ismi Ordu 1. sıraya yazmış ki, CHP listelerinden girecek diğer "AKP artıkları"nın toplamı kadar tehlikeli olabilir. Evet, İdris Naim Şahin'den bahsediyorum. Herkes kendisini "Takla at da görelim" şeklinde vatandaşı aşağılamasıyla hatırlıyor belki. Ancak bu aşağılık lafın, şehidin kız kardeşine küfreden Lütfü Türkkan'ı partide temayül yoklaması bile yaptırmadan Kocaeli 1. sıraya yazdıran Akşener'in umurunda olduğunu sanmıyorum.
Şahin, 2019'da Saadet Partisi'nin Ordu Büyükşehir Belediye Başkan adayıydı. Seçilemeyince SP Genel İdare Kurulu'na girdi. Bugün de İyi Parti'nin 1. sıra adayı. Gelin İdris Naim Şahin'i "muhalefetin partiler üstü siyasetçisi" konumuna yükselten yeteneklerine bir bakalım.
Şahin, 6 Temmuz 2011 ile 24 Ocak 2013 tarihleri arasında İçişleri Bakanlığı yaptı. Şahin, AK Parti'yle ilişiği kesilir kesilmez de açıktan FETÖ desteğine başladı. Misal, 2012 yılında İzmir merkezli askeri casusluk kumpasında mülkiye müfettişleri, "gizli belge" olarak raporladıkları belgelerin gizli olmadığını, raporda bu şekilde yazma talimatını Şahin'den aldıklarını 2015 yılında itiraf etmişlerdi.
15 Ekim 2014 tarihinde katıldığı bir panelde konuşan Şahin, "Ben 'paralel' denen yapıyı, yalnızlığa, yolsuzluğa, eşitsizliğe, cehalete, zulme, bölünmeye karşı tutum ve davranışlarından dolayı alnından öpüyorum. Paralel yapı dedikleri darbe yapmışsa, doğru, darbecidirler. Cehalete darbe vurmaya çalışmıştır paralel yapı. Zulme karşı çıkmıştır paralel yapı, doğrudur. Tanıyorum birçok mensubunu, polisini tanıyorum" demişti.
14 Aralık 2014 tarihinde, Zaman gazetesinin kapatılmasına karşı çıkan Şahin, Ekrem Dumanlı'nın yanından ayrılmayan isimlerden biriydi. Firari Hakan Şükür'ün de yanında olduğu o gün şöyle dedi: "Geçen yüzyılın mağdurları, 2014 Türkiye'sinde takiyenin şahını yaparak bu ülkenin insanlarına ve ülkesine sahip çıkan herkese, siyasi görüşe, cemaate, cemiyete bakmaksızın savaş açmış durumda."
Ocak 2015'te FETÖ ve Selahattin Demirtaş'ın MİT'i suçlayan açıklamalarına eski İçişleri Bakanı olarak destek verdi. Şahin'e göre, 2009 yılında lise öğrencisi Serap Eser'in İETT otobüsünde yanarak yaşamını yitirmesine neden olan molotof kokteylini atan kişi MİT elemanıydı. Şahin bu açıklamayı da FETÖ'nün yayın organı Bugün'e yapmıştı. Demirtaş'ın avaneleri bu yalanı yıllarca kullandı.
İdris Naim Şahin, AK Parti'den sonra Milad Partisi'ni kurdu. Emre Uslu gibi FETÖ'cüler, kurduğu partinin rüzgârı arkasına aldığını iddia ediyordu. Bir rüzgârgülünü bile çevirmeye yetmedi gücü.
Ancak ne hikmetse Şahin, İyi Parti ile Saadet Partisi arasında paylaşılamayan bir siyasetçi konumuna yükseldi. Sanki FETÖ, muhalefet partilerinin başına kayyum gibi İdris Naim Şahin'i atamıştı.
Yirmi yıldır Erdoğan'ı devirme hayalleri kuran muhalif fondaşlara da İdris Naim Şahin'in ne kadar bilge bir siyasetçi olduğunu anlatmak düştü. Kendilerine "hayırlı işler" diliyoruz.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz