Siyasi partiler, 14 Mayıs'ta gerçekleşecek milletvekili seçimi kapsamında kesin aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu'na sundu.
AK Parti, üç dönem kuralını istisnasız şekilde uyguladı. Milletvekillerinin yüzde 65'i değişti. Erdoğan, partiye âdeta "taze kan" operasyonu yaptı.
7'li koalisyonda ise son 24 saat krizler bir biri ardına geldi. Milletvekili listelerine son şeklin verileceği CHP MYK ve Parti Meclisi Toplantısı tam 5 kez ertelendi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun sırf kendi adaylığını onayladığı için siyasi matematiğin çok ötesinde vaatlerde bulunduğu "eski AKP'li" partilerdeki isimlere listede yer verme çabası kurmayların tepkisini yol açtı. Zira Baykal sonrası Atatürkçü kesimleri partiden uzaklaştıran Kılıçdaroğlu, bu kez de oyları yüzde 1'i bile bulmayan partiler için CHP'li isimleri (kendi ekibini) liste dışına itti.
Saadet Partisi'nden 23, Deva'dan 18, Gelecek Partisi'nden 17, Demokrat Parti'den 3 isim CHP listelerinden milletvekili adayı yapıldı. Aday isimleri de parti de tartışma konusu.
Örneğin Kılıçdaroğlu'nun "Sen uygar bir toplumda vekil bile olamazsın" dediği Sadullah Ergin, CHP tarafından Ankara 1. Bölge 4. sıradan aday gösterildi. Zoraki olarak gerçekleştirilen toplantılarda CHP'li kurmaylar da noter görevi gördü.
CHP'deki kaos tablosunu görünce insan sormadan edemiyor: Daha kendi Parti Meclisi'ni, milletvekili aday listesi gibi kritik bir konuda bile toplayamayan Kılıçdaroğlu, 7 ortaklı bir hükümeti nasıl idare edecek? Kılıçdaroğlu, ayrı partilerden göreve getireceği 7 cumhurbaşkanı yardımcısına nasıl söz geçirecek?
Tabi CHP'deki liste krizini değerlendirirken, milletvekili adaylığından çekilen İyi Parti Genel Başkan Başdanışmanı Aytun Çıray'ın paylaşımını da es geçmemek gerek. Çıray, Akşener'in masadan kalkıp üç gün sonra geri döndüğü kriz sonrası İyi Parti'nin oylarının baraj altına düştüğünü itiraf etti. Halkın güven duygusu ile âdeta oynayan Akşener'in yüzde 7'nin altına gerilemesi sadece İyi Parti'ye değil, CHP'ye de büyük bir mesaj.
Demek ki kazanmak için her yol mübah değilmiş...