Terör örgütü PKK elebaşı Duran Kalkan'dan Kılıçdaroğlu ve Akşener'e yeni destek açıklaması geldi:
"Altılı Masa bir iç karışıklık yaşadı. Onlara çok değinmeyelim. Birliklerini güçlendirecekleri inancındayız. Daha da büyütebilirler. Önleri açıktır. Her türlü desteği vereceğiz."
Bu açıklamayla eşzamanlı Meclis çatısı altından da bir ses yükseliyordu:
"Umut olarak kurulan Masa'da, ümidimize pusu kuruldu! 'Güçlendirilmiş parlamenter sistem' derken Türkiye'ye, 'Güçlendirilmiş Kemal Kılıçdaroğlu modeli' sunulmuştur.
"HDP, Türk demokrasisinin şantajına dönüşmüştür. Muhalefet, cumhurbaşkanlığı makamı için bölücülerle pazarlık masasına oturdu."
Sözlerin sahibi, İyi Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu idi. Söyledikleri ise malumun ilamı.
HDP, cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu'nu destekleyerek Kandil'in tercihini net şekilde ortaya koydu ve masaya oturdu.
Bu saatten sonra da bize sadece gür sesle söylemek düşer: PKK'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu'dur!
İktidara geldikleri takdirde de Suriye ve Irak'ta PKK'ya karşı mücadelemizi unutalım. Mehmetçiğin kanıyla özgürleştirdiği tüm alanlardan çekileceğimizi bilelim.
İş makineleriyle hendek kazdırıp el yapımı bomba yerleştiren, dağa belediye araçlarıyla adam taşıyanların tekrar belediye başkanı koltuğuna oturtulacağını bilelim.
Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nı geçirme sözü veren Kılıçdaroğlu'nun HDP'li belediyelerin hayalini süsleyen vergi toplama ve kolluk kuvveti oluşturma "hakkını" vereceğini de bilelim.
Bitmedi. Bu ayrıcalıklara kavuşan HDP'nin, daha 2015'te ilan ettiği sözde "demokratik özerkliği" tekrar ilan edeceğini ve Suriye'de oluşturdukları PKK kantonlarıyla birleşme çağrısı yapacağını da bilelim.
Bilmemiz gereken çok şey var ama aslında tek: PKK'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu'dur.