Türkiye'deki seçimler, bu yıl dünyadaki belki de en önemli siyasi olayı. Bunu ben değil, yabancı basın kuruluşları da söylüyor. Washington Post'un "2023'te dünyadaki en önemli seçim" takdimini unutmayalım.
Haliyle yabancı medyada da her gün Türkiye'deki seçimlere dair haberler, analizler yayınlanıyor. Fakat kendi meşrepleriyle... Neden bu ifadeyi kullandığımı az sonra anlatacağım. Ama önce "kendi meşrebiyle haber yapmaya" güzel bir örneği ele alalım.
Birkaç gün önce Londra merkezli Reuters haber ajansı bir anket yayınladı. Anketin sonuçlarına göre Millet İttifakı'nın adayı Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı 10 puan öndeydi!
Söz konusu çalışma, Aksoy Araştırma şirketi tarafından 8 Mart'ta yapılmıştı ve 6 Mart gecesi Millet İttifakı adayı olarak açıklanan Kılıçdaroğlu'nun %55.6 ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 44.4 oy potansiyeli olduğunu gösterdi. Anketlerde Millet İttifakı'nın parlamento seçimlerinde AK Parti'den altı puan önde olduğu, HDP'nin de rahatlıkla %10'un üzerinde oy alacağı ifade edildi.
Tabii Türkiye'nin rakibi olan ülkelerin medyaları, bu haberi görür görmez tabiri caizse üzerine atladı. Reuters haberi öğlen saatlerinde geçti. Yunan medya kuruluşu Kathimerini de hemen bu haberi aynen alıp "Anketlere göre Erdoğan muhalefete karşı 10 puandan fazla geride" başlığıyla servis etti.
Fakat tüm bu yayın kuruluşlarının hiçbiri dönüp de bu anketi kim yapmış diye merak bile etmedi: Bağımsız bir anket şirketinin rakamlarına mı dayandırılmıştı bu haber?
Bu sorunun yanıtı, Aksoy Anket Şirketi'nin sahibinin Twitter profilinde gizli. Ertan Aksoy'ın hesabının biyografi kısmında sadece tek bir kelime var: CHP'li.
Kendini açık açık CHP'li olarak ifade eden birinin yaptığı anketi bir haberin ana dayanağı yapmak basın etiği açısından ne kadar uygun? Yoksa partizanlığın tarafsızlık maskesiyle örtülemediği bugünlerde bu sadece retorik bir soru olarak kalmaya mahkûm mu?
Zaten siyasi arenada bir anket terörü ve manipülasyonu olduğunu söylemek hiç de abartı olmaz. Gün geçmiyor ki adı sanı duyulmamış bir anket şirketi çıkıp sonuç açıklamasın. İrili ufaklı bütün yayın kuruluşları da- özellikle internet siteleri- okur çekmek için çarpıcı başlıklarla anketlerin güvenirliğini sorgulamadan okura servis ediyor.
Öyle uçuk anketler var ki kimse 'ama...' demeden, rakamlara kendini kaptırıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, girdiği seçimlerin tamamını kazanan, dünyada emsali çok az olan bir lider. Kendi deyimiyle 'manşetlerle çarpışarak bu günlere geldi' ancak, her seçim öncesi manşetler kadar anketlerle de çarpıştı.
Ne idüğü belirsiz anketlerle toplum kanaatini şekillendireceğini düşünenler bir kez daha yanılacak.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz