DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, katıldığı canlı yayında Altılı Masa'nın mutabakat metni için şu ifadeleri kullandı:
"Zoru başaracağız dedim ve başardık. Şimdi Avrupa'dan da bu metne bakacaklar ve hayranlıkla diyecekler ki 'Aferin Türkiye'ye.'"
Aferin Türkiye'ye... Ülkemiz aferini almaya hevesli bir çocuk; Avrupa ise onayına muhtaç olduğumuz üstün büyüğümüz!
Altılı Masa'nın "yüzünü Batı'ya dönme" politikasını bir adım ileri götüren Babacan'ın bir müstemleke valisi edasıyla sarf ettiği bu sözler eminim birçoğumuz için sürpriz olmadı. Olası iktidarlarında AB'nin Yerel Yönetimler Sözleşmesi'ni şerhsiz bir şekilde uygulayıp belediyelere özerklik verileceğini ve AİHM'nin Demirtaş ile Kavala hakkındaki tahliye kararlarını süratle yerine getireceğini vaat edenler, bunların karşılığında bir aferini hak etmiyorlar mı?
Babacan'ın HDP'yi memnun eden "SİHA'lara dokunuruz" ve Anayasa'daki "Türklük" çıkışı, öğretmeninin gözüne girmeye çalışan küçük bir öğrencinin yapmaya çalıştığı hamleler gibi. Davos'ta "Türkiye'de hâlâ seçim olmasına şaşırıyorlar" diyerek Batı'nın klasik "Türkiye'de demokrasi yok" söylemine kendince katkıda bulundu. HDP ile "açıktan" görüştüğünü söyleyerek "En cesur elemanınız benim" demeye çalıştı. Adaylık konusu açıldığında ise hevesle parmağını kaldırıp "En iyi şekilde yaparım" dedi. Daha ne yapsın?
Konu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adaylığına ihanet olduğu zaman "görünür" olmayan ama tam "göbeğinde" olan Babacan, 15 Temmuz'da da görünür değildi. 7 saat uzaklıkta bir ülkede olduğunu söyleyen Babacan, olayları anlamadığı için bir açıklama yapamadığını söylemişti. Bugün KHK'lıların itibarlarını iade edeceğini söyleyen Babacan, Gezi olaylarına katılanlar için "İllegal örgütler vatandaşlarımıza zarar veriyorlar. Bizim gelecekte görmek istediğimiz bir gençlik davranışı değil" demişti. İster istemez insanın sorası geliyor: 15 Temmuz'da masum vatandaşları şehit eden hainler, illegal örgüt mensubu değiller miydi?
Batılı kolonyalistlerden "aferin" almayı matah bir şey gibi gören bu siyasi anlayış aslında Türkiye'nin geçmişinden kalan bir eziklik psikolojisinin yansıması. O eziklik psikolojisini üzerinden atamayan siyasetçilerin atıldığı politikacı çöplüğü bir yerlerde hâlâ duruyor.
Psikanaliz deyince adını Freud ile aynı çizgiye yazdırmayı başarmış olan Jacques Lacan'a göre öznenin ortaya çıkışı, söylemin eksiğinden gediğinden bir anda fırlayan ve yok olan bir varlık durumudur.
Babacan, işte bu "aferin" ile aslında nasıl bir özne olduğunu, varlık sebebini, hayatının merkezine Büyük Öteki olarak kimi koyduğunu izhar etmiş oldu.
Aferin Ali, aferin!..