Terör örgütü PKK'nın Suriye kolu olan YPG'ye kara harekâtının eli kulağında. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın ifadesiyle operasyon "yarın, haftaya veya her an yapılabilir". Kum saatindeki taneler düştükçe, YPG ve onu destekleyen Washington'da bir panik hali hâkim.
Pentagon ve Beyaz Saray'dan ardı ardına açıklamalar geliyor. YPG elebaşı Mazlum Kobani kod adlı Ferhat Abdi Şahin'se günlerdir Moskova-Washington hattında mekik dokuyor. Yetmiyor yabancı basında kanal kanal geziyor, ajanslara demeç veriyor, yıllardır tekrarladığı bir tezi anlatıyor. Nedir bu tez? Olası bir Türk operasyonu, güya YPG'nin zayıflattığı DEAŞ'a yararmış, bu nedenle de ABD ve dünya operasyona engel olmalıymış.
Artık son kullanma tarihi geçmiş, küflenmiş bu propagandaya karşı en güzel yanıtı rakamlar veriyor. Önce bir bakalım, Türkiye, DEAŞ'la mücadelede neler yapmış?
Anadolu Ajansı'nın derlediği verilere göre, Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye'nin kuzeyinde yürüttüğü Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtları ile 6 yılda 16 bin 913 teröristi etkisiz hale getirdi. "Fırat Kalkanı" operasyonunun ilk gününde, Gaziantep'in Karkamış ilçesinin karşısında, Suriye topraklarında yer alan Cerablus ilçe merkezi, 23 Şubat 2017'de ise Bab ilçe merkezi DEAŞ'tan kurtarıldı. Türkiye sadece Fırat Kalkanı Harekâtı ile 7 aylık sürede 3 bin 936'sı DEAŞ, 1976'sı PKK/YPG terör örgütü mensubu olmak üzere 5 bin 912 teröristi etkisiz hale getirdi.
Görüyorsunuz, YPG'nin bu kara propagandasının en komik dayanağı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin güya terör örgütleri arasında ayrım yapıyor olması iddiası. Sanki Mehmetçik, Suriye'ye kara operasyonu düzenlediğinde, YPG ve DEAŞ teröristleri arasında ayrım yapacak, sadece YPG'lileri hedef alacak gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Oysa veriler ortada...
Dünya kamuoyunu yıllardır bu masallarla kandıran YPG, çaresizce yine aynı nakarata sarmışken, verilecek cevap bellidir: TSK on yıllardır yaptığı gibi, terörün her türlüsünü -YPG, DEAŞ ayırt etmeksizin- kökünden kazımaya muktedirdir. Ve bunu yapacaktır. Gerisi laf-ü güzaftır.
NATO'nun en güçlü ikinci ordusuna karşı bir terör örgütünün yanında saf tutanlarsa, önemli bir yol ayrımında. Katar merkezli Al Jazeera televizyonunun Türk yetkililere dayandırdığı haberine göreyse, Türkiye, Suriye hükümeti güçlerinin Tel Rıfat'tan çekilmesine yönelik anlaşmanın sağlanması için Rusya'ya bir talepte bulundu. Rusya'nın Türkiye'nin talebini kabul ettiği ve Suriye güçlerinin yanı sıra PKK/ YPG militanlarını da Tel Rıfat bölgesinden çekilmeye ikna etmeye çalıştığı belirtildi. Habere göre, Ankara, Moskova'ya taleplerinin karşılanması için süre verdi, aksi takdirde askeri operasyona başlayacak. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın deyimiyle kendi göbeğini kendi kesecek.
Fakat asıl önemli nokta, PKK'yı terör örgütü olarak tanıyan ancak Suriye uzantısını koruyan, kollayan, dahası eğiten ABD'nin ne yapacağı... Pentagon'dan gelen "YPG'yle ortak devriye sayısını azalttık" açıklaması önemli.
Fakat ABD bir yandan da YPG elebaşı Şahin'in ağzıyla açıklama yapmaya devam ediyor. Pentagon'un "Bölgedeki çatışma ve özellikle de kara harekâtı, dünyanın DEAŞ'a karşı elde ettiği kazanımları ciddi bir şekilde tehlikeye atacak ve bölgeyi istikrarsızlaştıracaktır" açıklaması iyi bir örnek. Bakalım Washington bir kez daha tarihin yanlış tarafında mı saf tutacak?