Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

Yargıtay’a itirazım var

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sırasında Yalova'daki askeri kamptan mühimmat dolu otobüsle, yanlarında dolu silahlarıyla hareket eden darbecilerin içinden 66 askeri öğrenci hakkındaki müebbet ceza kararını bozup tahliye edilmelerini sağladı.
Bu otobüs dolusu darbeciler, Yalova'daki askeri kamptan İstanbul'a müdahale etmek üzere hareket ediyorlar. Polis-halk işbirliğiyle önce Tuzla Mehmetçik Vakfı'nın orda durduruluyorlar. Polis "Yaptığınız suçtur" diye anons etse de durmuyorlar.
Yanlarında 3 bin G3 mermisi teçhizat bulunuyor. Rütbeli FETÖ'cüler uzun namlulu silahlarla iki polisi yaralayıp rastgele kalabalığa ateş açıyor. Sonra darbeci askerlerle birlikte bazı öğrenciler yolu açmak için yoldaki araçları yan yatırıyorlar. Haklarındaki mahkûmiyet kararı Yargıtay tarafından bozulan askeri öğrenciler ise bu sırada olup biteni otobüsten inmeden izlemekle yetiniyorlar. Yola devam edebilseler de Sultanbeyli'de devasa kalabalık, askeri otobüsü nihayet durdurabiliyor. Ancak bu sırada da üç sivil vurulup yaralanıyor. Sabah 8.30 sıralarında gözaltına alınıyorlar.
Yerel mahkeme, otobüslerdeki darbeci öğrencilere verdiği müebbet cezasını şu şekilde gerekçelendirmişti:
"Asker kişi, kendisine üstü tarafından verilen bir emrin, açıkça askeri veya adli bir suç oluşturduğu bilincine sahip değilse emre itaat etmek zorundadır. Bu halde konusu suç teşkil eden emri uygulayan astın cezai sorumluluğu söz konusu olmayacaktır. Buna karşın ast, üstü tarafından kendisine verilen emrin adli veya askeri bir suç işlenmesi amacıyla verildiği veya içeriğinin suç teşkil ettiği bilinç ve iradesine sahipse, böyle bir emrin yerine getirilmesi halinde, hem emri veren üst hem de bu emri alan ve uygulayan ast birlikte sorumlu olacak ve cezalandırılacaklardır."
Akla yatkın olan da bu değil mi? Hayatlarında hiç yanlarında 40 mermiyle ve dolu şarjörle "tatbikata" çıkmamış, böyle bir usul olmadığını da bilecek kadar zeki ve gözleri önünde sivil halk ile polis memurları darbeci üstleri tarafından yaralanıp yol açılan otobüste hiçbir şey yokmuş gibi kalmayı sürdüren askeri "öğrenciler"in Yargıtay'ın iddia ettiği gibi olan biteni ayırt edemeyip bir "hata" yaptığı söylenebilir mi?
Bu yazıyı şehit yakını ve gazilerle 15 Temmuz Derneği çatısı altında yapılan bir toplantının ertesinde yazıyorum. Yüreğim ağır; çünkü yargının 251 şehide ve binlerce gaziye karşı başımızı eğip FETÖ'cülere bayram ettirdiğini görüyorum. İtirazım var.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA