Suriye, halihazırda batmış ("failed") bir devlettir. Başındaki lider gibi görünen Esed ise Moskova ile Tahran'ın kalmasında şimdilik beis görmedikleri bir maşadır. Esed'in herhangi bir egemenlik iddiası varsa bu kendisine ne kadar izin verildiği ile alakalıdır, dolayısıyla herhangi bir egemen güçten bahsedilmesi söz konusu değildir.
Mevcut durumda Esed ile görüşmeyi salık veren biri ana muhalefet olmak üzere 28 Şubat İttifakı içinde partiler var. Esed'le görüşmeyi önerirken, bundan nasıl bir menfaat doğabileceğine dair de görüşlerine paylaşsalar ya keşke. Mesela Esed, "YPG'ye özerk statü" vermeyeceğini söylese inanacak mısınız? YPG'yi sahada var kılan Esed mi ki, iptal eden Esed olsun?
Ya da ülkemizdeki sığınmacılara zarar gelmeyeceği garantisi verse inanacak mısınız? Sınırımız dışında milyonlarca Suriyeli yaşıyor. O milyonlar, sınırımız yakınında bekliyor ve daha içerideki evlerine dönmeyip çadırlarda sefalet içinde kalmayı tercih ediyorlar. Çünkü kendi insanı, onun ne olduğunu biliyor. Bu şartlarda yaşamayı göze alanlar dönmezken, ülkemizdeki sığınmacıların Esed üzerinden gönderileceğini düşünmek abesle iştigaldir, hayal görmektir, kendini kandırmaktır.
Şuna da dikkat çekelim: Ukrayna meselesinde Rusya ile köprüleri yakmamızı savunan muhalefet liderlerinin Esed ile görüşmeyi de aynı anda savunması absürt ötesi bir politikadır. Esed üzerinde esas güç sahibi olan ülkeyi karşına alıp Esed ile can ciğer kuzu sarması ol fark etmez.
Velhasıl, Esed bir kukladır. Suriye ise vekâlet savaşlarının sürdüğü bir coğrafyadır. Dolayısıyla Esed ile resmi ilişki kurulması üzerinden ülkemizin elde edeceği hiçbir menfaat yoktur. Kaldı ki böylesi bir adım, zalimi meşrulaştırmak ve on yılı aşkın süredir mazlumun yanında durarak elde ettiğimiz siyasi kazanımları da çöpe atmak anlamına gelecektir.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz