Rusya, Avrupa'nın orta yerinde bir ülkeyi işgal ediyor. Avrupa Birliği ülkeleri büyükelçilik taşımakla, NATO kınamakla, Birleşmiş Milletler acil toplanmalara doyamamakla meşgul. Beş milyon mülteci yollara düştü. Ajanslar, öldürülen sivillerin haberlerini geçmeye başladı.
Komedyenken kendini Cumhurbaşkanı olarak bulan Zelenski, ulusa sesleniş konuşmasını Rusça yaptı ve son çare Rus halkının Putin'e karşı çıkması için yalvardı. Emekli askerleri göreve çağırdı. Silah isteyen tüm vatandaşlara silah verecekleri sözünü verdi.
Oysa altı ay öncesine dek neler konuşuluyordu? Ukrayna'yı NATO'ya alıyorlardı. Bol bol silah satıyorlardı. Övdüler, cesaretlendirdiler ve orta yerde dımdızlak bıraktılar. Şimdi ise Avrupalı liderler, tarihi binalarına Ukrayna bayrağı yansıtıp "Dualarımız sizinle" tweet'leri atıyorlar!
Konu hakkındaki ilk yazım "Bir ibret olarak Ukrayna" idi. Ukrayna'yı ibretlik yapana dek de durmayacak Putin...
Türkiye ilk günden itibaren işgale karşı duruşunu ortaya koydu. Ancak Rusya ile de "NATO'nun hatırına" savaşacak değiliz. Beyaz Saray, Amerikan askerinin hiçbir şartta Ukrayna'ya girmeyeceğini ilan edip Kiev yollarına Putin için kırmızı halı sermişken bize düşen denge politikasıdır. Dolayısıyla dış politikada "büyük usta" bir satranç oyuncusu olan Erdoğan, ülkemizin menfaati için bu çizgiyi sürdürecektir.
***
KILIÇDAROĞLU, TELETABİLER DİYARINDA
Putin, Ukrayna'yı bölüp yara yara Karadeniz kıyılarına doğru ilerliyor. Ama ana muhalefet lideri şöyle diyebiliyor:
"Güzel bir ülkede yaşamak varken, beraber yaşamak varken, bütün komşularımızla huzur içinde yaşamak varken böyle bir tabloyu Türkiye hak ediyor mu?"
Dünya savaşı çıksa bizim Gandi, mevzuu yine Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bağlayacak! Jeopolitik çıkarlar savaşında, kendini komedyen Zelenski'den bile daha komik hale düşürmeye gerek var mıydı? Teletabiler bile senin şu konuşmanı izlese, "O kadar da değil" derdi.
Ayrıca Kılıçdaroğlu, "Rusya'ya enerjide % 60 bağımlıyız" demiş. Yalan! Rusya'ya enerjide % 60 bağımlı olan Almanya, Türkiye değil. Biz doğalgazımızın % 35'ini Rusya'dan alıyoruz. Ayrıca İran, Azerbaycan, Katar gibi ülkelerle anlaşmalarımız sayesinde kaynak çeşitliliğine de sahibiz. Kaldı ki velev ki Rusya'dan hiç enerji almıyoruz; ne yapacaktınız? Rusya ile tek başımıza savaşa girmemizi mi önerecektiniz acaba?
Savaş gümbür gümbür ilerliyor ama biz ana muhalefetin yalanlarını düzeltmekle uğraşıyoruz. Bize de yazık.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz