Azerbaycan'ın, Ermenistan'ın Karabağ işgaline karşılık verdiği ilk günlerdi. SİHA'larımız Ermenistan'ın S-300'lerini etkisiz hale getirirken, Kasırga füzelerimiz de cepheyi başlarına yıkıyordu. Türkiye, tüm varlığı ile Azerbaycan'ın yanında olduğunu gösteriyordu.
İşte Azerbaycan'ın işgale topyekûn direnişe başladığı o ilk gün, Türkiye dışındaki aktörleri göreve çağıran iki muhalefet lideri vardı. Ağızlarını açar açmaz, "Minsk üçlüsü müdahale etmeli" dediler. Onlar Meral Akşener ve Ali Babacan'dı. Peki, Minsk üçlüsü nedir? Bugüne dek Ermenistan'ın yanında durduğunu bildiğimiz ABD, Fransa ve Rusya.
Bugün Azerbaycan'ın 30 yıllık işgali 44 günde sona erdirişinin birinci yıldönümü. Bu vesileyle "zor zamanda" kim ne yapmış, bir kez daha arşivden hatırlatmak isterim:
"Türk Devleti kendine yakışan azametle duruma nasıl müdahale ettiyse, muhalefetimiz de o kadar cılız biçimde ve aslında Azerbaycan aleyhinde mevzuya sahip çıkar göründü. Kılıçdaroğlu şahsen hiçbir şey yazmadı, CHP resmi sayfasının yazdıklarını paylaştı. En vahim olan ifadelerse Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanı Ünal Çeviköz'den geldi: Türkiye'nin Azerbaycan'a 'maalesef' silah verdiğini ve hatta 'cihatçıları' ülkeye soktuğunu iddia(!) etti. Bu iddia, Azerbaycan düşmanı ülkelerce sonradan dile getirilip aleyhimize kullanılacaktı.
Meral Akşener ve Deva Partisi ise bir yandan sözle Azerbaycan'a destek verirken, diğer yandan aynı cümlede Minsk grubunu müdahaleye çağırdı. Minsk grubu ne? ABD, Rusya ve Fransa'nın eşbaşkanlığı ile AGİT bünyesinde kurulmuş bir bürokratik ekran koruyucu. Ekranın arkasında Azerbaycan Türkü'nden yana mı, Ermenistan'dan yana mı durduklarını bilmek için az buçuk tarih bilmek yeterli.
Size başka kimler Minsk'i göreve çağırdı, onu da söyleyeyim de tablo netleşsin: 'Türkiye'de muhalefeti destekleyeceğiz' diyen Amerikan Başkan adayı Biden, Rus Dışişleri Bakanı Lavrov ve NATO (...)
Sizin diplomasi dediğiniz, orduların caydırıcı gücünden bağımsız bir teletabiler diyarı değildir. Hiçbir zaman olmamıştır. Erdoğan, size bunu Suriye'de öğretemedi, Libya'da öğretemedi. Bari Azerbaycan'da öğrenin.
Bu arada Meral Hanım, 'uluslararası toplum' denen maskeli baloyu göreve çağırırken, Başkan Erdoğan dünyaya şöyle sesleniyordu:
'ABD-Fransa-Rusya 30 yıldır bu sorunu çözmemişler, çözmemek için elinden geleni yapmışlardır. Zaman zaman da tehdit ediyorlar. Nedir bu tehdit: Türk askeri burada mı? Bunu söyleyenler Suriye'nin kuzeyine binlerce TIR silahı taşıyanlar, Suriye'nin kuzeyine üs kuranlardır. Bunlar şimdi gelmişler, 'Türkiye buraya silah naklediyor mu?' diye soruyorlar. Sanki İlham Aliyev kardeşimiz size hesap verecek!'
Lider, böyle olunur. Birilerini göreve çağırmadan önce kendi görevini yapar."
Can Azerbaycan'ın zaferi kutlu olsun. Karabağ, Azerbaycan'dır!
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz