Eskiden bir siyasetçinin Türkiye'nin bir ucunda ne dediği ile öteki ucunda ne dediğini kıyaslayacak imkânlar yoktu. Ancak Kılıçdaroğlu durumu hâlâ öyle sanıyor herhalde.
Yozgat'ta muhtarlar ve kanaat önderleri ile buluşmasında şöyle demiş: "Kandil denen yuvayı yerle yeksan etmezsem bana da Kılıçdaroğlu demesinler." Mekân milliyetçi muhafazakârlığın kale şehirlerinden birisi olunca Meclis kürsüsünden "Savaşa hayır" diyen Kılıçdaroğlu'ndan da eser kalmamış anlaşılan.
Geçen hafta tezkereye "Hayır" diyen, yani hem Mehmetçik sınırımızdan burnunu bile dışarı çıkaramasın hem de Irak ve Suriye'de vatan savunmasında bulunan askerlerimiz geri dönsün isteyen Kılıçdaroğlu, Kandil'i PKK'nın başına yıkacakmış. Çorum'u ülke saydığı gibi Kandil'i de Irak'ta değil de Türkiye'de sanıyor olabilir mi?
Üstelik daha yeni PKK elebaşı Mustafa Karasu da "CHP baktı ki eğer savaş tezkeresine oy verirse iktidar olma iddiasını sürdüremez. Böyle düşünüyorsa doğrudur, hayırlı iş yapmıştır" diyerek takdirlerini de iletmişti!
Tezkereye "Hayır" denmesine tepkili CHP'li tabanı yumuşatmak için bir hamle de CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'dan geldi. Beraberinde CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile Şenyayla Moray Üs Bölgesi'ni ziyarete gittiler.
Tanrıkulu geçen senelerde Mehmetçiğe kurşun sıkarken ölen YPG'li Aziz Güler'in cenazesine katılmış, İHA'ların etkisiz hale getirdiği PKK'lıların da "sivil piknikçiler" olduğunu iddia etmişti. Geçen ay da bilmem kaçıncı kez "Sevgili dostum" dediği Selahattin Demirtaş'ı hapiste ziyaret etmişti. Tanrıkulu'nun askeri bölgeleri ziyareti, milli güvenlik açısından sorun mudur bilmiyorum ama siyasi tutarlılık açısından sorunlu olduğu kesin...
HDP'nin de tezkereye çıkan "Hayır" oylarından memnuniyetini hatırlamak gerekir. Parti Sözcüsü Günay, "Türkiye İşçi Partisi ile Saadet Partili vekillerin yanı sıra CHP grubunun kendi öncelikleri ve hassasiyetleri çerçevesinde bu tezkereye hayır oyu kullanmaları önemli. Türkiye'nin demokratik geleceği açısından çok kıymetli buluyoruz" demişti.
Demokratik çeşitlilikten anladıkları "Kandil ne derse o" olan bir partinin CHP'yi ve Saadet Partisi'ni takdirini değerlendirmeyi de okuruma bırakıyorum. Zira ben bu maskeli balodan fena halde sıkıldım.