Devletler arası diplomatik ilişkileri düzenleyen uluslararası başlıca anlaşma olan Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesinin ilk fıkrası yoruma yer bırakmayacak şekilde açık:
"Ayrıcalıklarına ve bağışıklıklarına halel gelmeksizin, bu gibi ayrıcalıklardan ve bağışıklıklardan yararlanan bütün şahıslar, kendilerini kabul eden devletin kanunlarına ve nizamlarına riayet etmekle yükümlüdür. Anılan devletin iç işlerine karışmamakla da bu şahıslar keza yükümlüdür."
Durum böyleyken, ABD liderliğinde on devlet bir araya gelip Türkiye'deki bir dava hakkında hem yorum yaptılar hem de dava sonucuna etki etmek amacıyla ortak çağrıda bulundular. "Derhal serbest bırakılmasını istedikleri" isim hakkında bazı bilinmeyenleri 6 yıl önce "Cihangir cephesinden Osman Kavala" başlığı ile Türk basınında ilk kez yazmış birisi olarak mevzubahis şahıs hakkında yorum yapmayacağım. Zira dert bir şahıstan ötesidir. Siz yine de F-16 modernizasyonu ihalesi alan işadamının "Apo'ya selam yollayacak" yakınlığa nasıl evrildiğini, Hava Kuvvetleri Komutanı'nın oğlunu ve gelinini işe alan kişinin aynı zamanda nasıl Sedat Peker tarafından "yakınlığım var" diyerek tarif edildiğini anlamak için o yazıya da bir bakın.
Peki nedir bu son "persona non grata" meselesiyle ortaya çıkan dert? Kısaca ABD'nin Türkiye'yi "uydu devleti" olarak görmeye devam etmekteki ısrarıdır. F-35 haksızlığı ile milyarlarca liramızı gasp eden, güney sınırımızda bir PKK devleti kurulması operasyonunu bizzat yürütüp destekleyen, Yunanistan sınırımıza tarihinin en büyük askerî sevkıyatlarından birini yapan ve yapmaya da devam eden, 17-25 Aralık'taki Halkbank kumpasını burada sonuç alamayınca kendi topraklarına taşıyan, FETÖ'nün en büyük hamisi olan Amerika Birleşik Devletleri'nin küstahlıklarına direnmemizdir.
ABD ile birlikte hareket eden diğer Batılı ülkeler ise yüzyılın toplama kampı Guantanamo'yu bir kez bile ağzına almayan, Batı Trakya Türklerine zulmü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından defalarca belgelenmiş Yunanistan'a karşı bırakın birlikte çağrı yapmayı, tek başına bir kez dahi ses çıkarmayan iki yüzlüler birlikteliğini oluşturuyorlar. Zira Batı Trakya Müslüman ve Türktür
Müstemleke olmadığımızı elbet bir gün öğrenecekler.
***
ODALARDA HAFIZASIZIM
HDP'lilerin bu Beyaz Türk yalakalığı gerçekten içler acısı. Ahmet Kaya'yı vatanından eden güruhun baş aktörünü alıp Diyarbekir'de halaya durmuşlar. Kürt ressam Ahmet Güneştekin'in "Hafıza Odası" sergisini de birlikte dolaşmışlar. Sonra Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya'nın sosyal medya paylaşımını gördüm.
Ertuğrul Özkök ve Fatih Altaylı'nın Güneştekin ile çektirdikleri fotoğraflarıyla geçmişte Ahmet Kaya ile ilgili attıkları 'Vay Şerefsiz' ve 'Parayı Veren Ahmet'i Alır' başlıklarını paylaşıp "Bu başlıkların sahipleri ile utanç fotoğrafları çektiren; Ahmet Güneştekin! 'Hafıza' silinmez!" yazmış.
Belki çok şey de anlaşamayız Gülten Hanım ama 'ağzınıza sağlık' demeden edemedim. Karakter de silinmiyor, karaktersizler de...