Fransa'nın en etkili gazetesi Le Monde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrika seferi hakkında bir analiz haber yayınladı.
"Erdoğan, Afrika'da etkisini genişletme arayışında" başlıklı haberde, Türkiye'nin Afrika'da hem ticari hem de güvenlik ve savunma alanında nüfuzunu genişlettiğine dikkat çekildi.
Türkiye'nin bazı Afrika ülkelerine İHA satışı için anlaşmalar imzalayabileceğinin de belirtildiği makalede, petrol, enerji, madencilik alanlarında da anlaşmaların söz konusu olduğu aktarıldı. Ki Angola'da tüm bu başlıklarda ve daha fazlasında anlaşmalar imzalandı.
Erdoğan'ın Afrika'daki "fetih stratejisi"nin Somali ile başladığı, Türkiye'nin bu ülkede askeri bir üsse sahip olduğu, Sahel bölgesinde etkin olan bu üssün Fransa açısından "kaygı unsuru" haline geldiği belirtilen makalede, Paris'in, "Ankara'nın bölgede hâkim olmaya çalıştığını ve Fransa'nın imajını bozduğunu" düşündüğü de yer aldı.
Geçtiğimiz haftalarda Fransız Cumhurbaşkanı Macron'un, "Cezayir'in bir ulus olarak inşası, izlenmesi gereken bir fenomendir. Fransız sömürgesinden önce Cezayir ulusu var mıydı? Cezayir'de daha önce de sömürgeler vardı. Türkiye'nin, Osmanlı'nın Cezayir'de oynadığı rolü ve kurduğu hâkimiyeti tamamen unutturabilmesi beni şaşırtıyor" sözleri üzerine Cezayir, büyükelçisini geri çağırdı ve askeri hava sahasını Fransa'ya kapattı.
Cezayir Cumhurbaşkanlığı çok sert bir açıklamayla Fransa'yı kınarken, Osmanlı dönemi ile Fransız sömürge döneminin kıyaslanamayacağını vurguladı. Cezayirli ünlü gazeteci, "Senin Haçlı atalarına karşı durmak için Cezayirliler, Osmanlı Devleti'ni buraya çağırdı" ifadelerini kullandı.
Cezayir Yatırım ve Kalkınma Ajansı'nın, 2018 sonunda Türkiye'nin Fransa'yı geride bırakarak Cezayir'deki en büyük yatırımcı haline geldiğini duyurduğunu da hatırlatalım.
Cezayir'in Fransa'ya karşı Türkiye ile birlikte bu denli dik durabilmesi ve Macron'un öfkeli çaresizliği bile neden Afrika'da olduğumuzu anlatmak için yeterli aslında. Afrika'dayız, çünkü burası önümüzdeki on yıl içerisinde dünya güçlerinin ya işbirliği yapacağı ya da karşı karşıya geleceği önemli kaynaklara ev sahipliği yapan yer. Afrika'dayız, çünkü Çin'in borçlandırarak, Avrupa'nın kaynaklarını sömürerek yorduğu bu kıtada insani bir diplomasi ile Somali'de en başarılı örneğini gördüğümüz şekilde ülkemizin varlık mücadelesini gerçekleştiriyoruz. Afrika'dayız, çünkü FETÖ'nün finansmanının sac ayağı olan bu kıtada örgüte giden kaynakları sona erdiriyoruz.
Angola'da yapılan anlaşmalara ek olarak, Togo'da Liberya ve Burkina Faso liderleriyle de bir araya gelen Cumhurbaşkanımızın dörtlü zirve bildirisinde FETÖ'nün Boko Haram ve DEAŞ gibi terör örgütleriyle bir arada anılmasını sağladığını da ekleyelim. Şimdiye dek 22 Afrika ülkesini ziyaret eden Erdoğan'ın "kara kıta" ile yürüttüğü insani diplomasi sayesinde Fransa, ABD, Rusya ve Çin nüfuzundan farklı bir anlayışla ülkemizin etkisini artırdığını da belirtelim.
Afrika'dayız, çünkü gelecek Afrika'da. Burnunun ucunu göremeyenlerin Türkiye'nin sınırları dışına burnunu çıkarmamasını istemesi doğaldır.
Afrika'dayız ve olmaya devam edeceğiz.