Pandemi, doktorlarımız dahil canla başla, fedakârca çalışan tüm sağlık çalışanlarımızın kıymetini bizlere bir kez daha gösterdi. Ancak bazı isimler var ki gerçekten mesleğin saygınlığını taşıyabiliyorlar mı; hiç emin değilim.
Bunlardan birisi Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan.
Titrini yazmaya bile iki satır yetmeyen Ceyhan, pandemi başından bu yana "o ekran benim, şu ekran da benim" şeklinde koşturuyor ve tüm çelişkilerine rağmen el üstünde tutuluyor.
Ceyhan, pandeminin ilk aylarında "Sağlıklı kişinin maske takmasına gerek yok" diyordu; bugünse nerdeyse maske takmayana "vatan haini" diyecek noktaya geldi.
Koronavirüsün mutasyonlu halinin daha da kötü olması ihtimaliyle ilgili olarak önce, "binlerce kat daha düşük bir ihtimal" dedi. Bugünlerdeyse hem çocuklarda hem de hamile kadınlarda mutant virüsün ölümcül etkileri üzerinden halka korku salmakla meşgul.
Bu arada pandeminin ilk döneminde kendisine yanlışlıkla "Bilim Kurulu Üyesi" titri yazılmıştı ve itiraz etmemişti. Biz, kendisinin Bilim Kurulu Üyesi olmadığını hatırlatarak devam edelim.
Sosyal medya hesabına girin bakın, ya "bugün falanca kanaldayım" duyuruları ya da "bugün röportaj verdiğim gazeteler" diye kupür paylaşımları var. Kovid üzerine akademik bir yayını oldu mu bu süreçte bilmiyorum ama dört koldan devam ettirdiği "korku yayınına" biraz ara verse fena olmayacak. En azından kendisiyle daha az çelişir...
***
VAY ARKADAŞ!..
Ajans, CHP lideri Kılıçdaroğlu'na "Her zaman atak ve agresif görünüp öyle konuşun" demiş olsa gerek. Zira darbe gecesi tankların çekilip yol verdiği tek siyasinin, bu davranışı sorulduğunda "Ben geçtim. Erdoğan da gelip geçseydi. Niye geçip gitmedi?" mealinde bir cevap vermesini mantık çerçevesinde anlamak güç.
Belki de Kılıçdaroğlu, kendisi geçip gittikten sonra havalimanında onlarca kişiyi şehit edecek FETÖ'cülerin tanklarının kendisine yol vermesinden mahcubiyetini bu pişkinlikle örtüyordur. Bilemiyorum.
Bildiğim, o gece tüm ailesiyle birlikte suikastten 10 dakika ile kurtulan, uçağının rotası yabancı istihbarat örgütlerince deşifre edilmeye çalışılan ve İstanbul'a indikten sonra da helikopterden açılan ateşten kurtularak halkına ulaşan Erdoğan karşısında Kılıçdaroğlu'nun kendisini oldukça küçük hissettiğidir.
Ne yaparsa yapsın, "Kontrollü darbe" diyenlere tankların yol verdiğini unutturması zor.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz