Eski Cumhurbaşkanı Demirel, "Türkiye'nin sınırları, siyasetçilerden çok jeologlar tarafından çizilmiştir. Yani, petrolün bittiği yerde Türkiye'nin sınırları başlar" demişti. Haklı olmadığını söylemek güç.
Türkiye, 1930'lardan bu yana karada petrol arıyor. Denizlerdeki aramayı yabancı şirketlere fahiş fiyatlarla yaptırıyordu. Ancak hiçbir zaman istediği verimi elde edememişti. Sadece üç yıl içerisinde Fatih, Yavuz ve Kanuni isimli derin sondaj gemileri ile Oruç Reis ve Barbaros Hayrettin isimli iki sismik araştırma gemimizle ülkemizin enerji arayışını başka bir boyuta taşıdık. Hiçbir ülkenin kendine ait böyle bir araştırma filosu yok.
Ve nihayet İstanbul'u alırken "Denizden olmazsa, karadan olur" diyen Fatih'in torunları, Fatih ismini verdikleri gemiyle "karadan olmazsa, denizden olur" diyerek doğalgaz buldular.
Yabancı kaynaklar dahil pek çok uzman ülkemizin beş yıllık enerji ihtiyacına denk gelen bu keşfin bir başlangıç olduğunu, Akdeniz'de de benzer keşiflerin öncülüğünü yapacak tecrübeyi ülkemize kazandıracağını söylüyorlar. Örneğin Financial Times'daki analizde, Türkiye'nin enerji tedariki ve Karadeniz'in derin deniz varlığı konusundaki söylem üzerinde potansiyel olarak çok büyük sonuçları olabilir" ifadelerine yer verilirken, Rus 'Gazeta'sına konuşan Rusya Enerji Güvenliği Fonu yöneticisi Konstantin Simonov ise "Erdoğan bu adımla bölgede enerji konusunda büyük oyuncu olma niyetini bir kez daha sergilemiş oldu. Karadeniz'de ilan edilen yeni doğalgaz yatağının işletilip işletilemeyeceği soru işaretleri bırakmasına rağmen, Rusya ile doğalgaz fiyatı pazarlığında etkili enstrüman yapılmak istendiği kesin. İlan edilen keşif, Gazprom ile pazarlıkta da kullanılacaktır" yorumunu yaptı. Arama çalışmaları bağlamında, sadece iki yılda geldiğimiz nokta buysa, ümitvâr olmak için sebep çok.
Kimsenin tarihi çeşmeye musluk takmayı veya heykel yapmayı çılgınca alkışlayanların takdirine ihtiyacı olduğunu sanmıyorum. Ancak emeği geçen herkes, kalbi bu memleketle atan herkesin göğsünün gururla kabardığını, gönülden sevindiğini bilmesini dilerim.
Türkiye'nin enerji kaynaklı cari açığını kapatacak, bizi "acaba ters düşerek gazımızı keserler mi" diye enerji satın aldığımız ülkelere bağımlı düşünmekten çıkartacak, millî egemenliğimizi pekiştirecek, dünya sahnesindeki konumumuzu güçlendirecek bir gelişme bu. Milletimize hayırlı olsun.