Bugün, Türkiye'de elli milyon kullanıcısı olan sosyal medya platformlarının hiçbiri sizin üzerinizden para kazanıp vergi ödemiyorsa,
Hiçbiri sizin verilerinizi toplayıp, onları şirketlere satıp ayrıca para kazanıp vergi ödemiyorsa,
Hiçbiri mahremiyetinize ve şerefinize saldırılara olanak sağlayıp tek satır hesap dahi vermiyorsa,
Bundaki birincil sorumluyu hatırlatmak gerekir.
O da eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün atadığı iki üyesinin ByLock'çu olduğu anlaşılan eski Anayasa Mahkemesi'dir.
Sene 2014. Hükümet, hiçbir düzenlemeye tabi olmadan Türkiye'de etkinlik gösteren başat sosyal medya ağlarına müdahale etti. Twitter ve YouTube'a erişim engeli getirildi. Bu şirketlerin Türkiye'de mali ve hukuki muhataplık tesis etmesi, temsilcilik açması istendi.
Süreç devam ederken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve iki CHP'linin daha Anayasa Mahkemesi'ne başvurusu, heyet tarafından ışık hızıyla değerlendirmeye alınıp karara bağlandı. Erişim engeli derhal kaldırılmalıydı.
Böylelikle Türk devletinin egemenliğini tanımayan sosyal medya platformları, hem muhalefet hem de Anayasa Mahkemesi'ni yanlarında bulmuşken hiçbir yükümlülük almadan operasyonlarını sürdürmeye devam etti.
Aradan geçen altı senede bir arpa boyu yol alınamadığı gibi özellikle Twitter, geçtiğimiz ay AK Parti'yle ilişkili olduğunu iddia ettiği binlerce hesabı da kapatarak, işi siyasal aktivizm boyutuna bile taşıdı.
Bu sosyal ağlarda en çok iftiraya uğrayan kişilerden biri olarak, devletin müfterileri bulup tespit etmekte ne kadar zorlandığını yakinen biliyorum. Şerefsiz ifadelerin yanına resmimi koyup, altına da adımı yazan herkes istediği gibi iftirada bulunabiliyor, yorumlarda hakaretler yağdırılıyor.
Hakkımı koruması gereken devlete verilen cevapsa, "kimsenin IP'sini, verisini paylaşmıyoruz"dan öteye gitmiyor.
Peki, Almanya'da, İngiltere'de, Fransa'da neden paylaşıyorsunuz?
Muhalefetin, "Dostlar, netflix'te görsün" dışında sözü var mı?
Türkiye, Türk vatandaşının Alman, İngiliz, Fransız vatandaşı kadar korunmaya değer olduğunu savunuyor. Peki, muhalefet neyi savunuyor? Hakikaten anlamadım.
Sabah, Albayrak ailesine yapılan iğrenç saldırıları kınıyorlar.
Akşam, buna dair tedbir alınması ihtimaline şiddetle karşı çıkıyorlar. Böyle hadiseleri engellemeye karşıysanız, neden kınadınız? Eğer kınanacak bir durum varsa, neden ortadan kaldırmaya destek vermiyorsunuz?
İzlemediğiniz dizilere referans verip, "z kuşağını yakalayacağım" diye trole bağlamak dışında bir alternatif öneriniz var mıdır? Varsa nedir, onu anlatın hele.