Amerika Birleşik Devletleri, koronavirüs krizini olabilecek en kötü şekilde yönetiyor.
Çin, virüs tespit edildikten sonra dünya ile virüsün gen dizilimini paylaşmıştı. Türkiye'de olduğu gibi ülkeler, bundan sonra teşhis test kitlerini hazırlamaya başladılar. Amerika'da hastalık baş gösterdiğindeyse test kitleri bozuk çıktı! Böylelikle hastalığı olan pek çok kişi teşhis konamadan hastanelerden evlerine gönderilmiş oldu. Üstelik Trump, 2018 yılında, bütçeye katkı sağlasın diye bir sürü federal oluşumla birlikte Salgın Hastalıklar Birimi'ni de kapatmıştı. Bozuk test kitleri ve koordinasyonsuzluk birleşince virüs Amerika'nın pek çok eyaletine bulaşmış oldu.
Şu anda bir yandan virüsle uğraşan Amerika'nın başka bir sorunu daha var: Çin, koronavirüsün Amerika tarafından Çin'e bulaştırıldığını iddia ediyor. Hatta bu iddia, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lijian Zhao tarafından, "salgını Vuhan'a getirenin ABD olabileceği" şeklinde dile getirildi.
Bu iddiayı desteklemek için işaret edilen kanıtlardan birisi, geçen sene 18-27 Ekim tarihlerinde, Vuhan'da gerçekleştirilen 7. Dünya Askerî Olimpiyatları idi. Amerikan askerlerinin kaldığı otelin, salgının başladığı Vuhan pazarına 8 dakika mesafede olduğu söyleniyordu. Ancak burada akla yatkın olmayan bir durum var ki Amerika, biyolojik savaş anlamına gelecek bir virüsü askerlerinin resmî olarak bulunduğu bir yerde mi başlatır? Virüs bulaştırmak, daha kapalı yöntemlerle yapılan istihbari bir operasyon değil midir?
Dahası kuluçka süresi en fazla 14 gün ise, neden virüsün ortaya çıkışı, bir ayı bulmuştur? Bu soruların henüz cevabı yok. Ama istenilenin de cevabın bulunması değil, tam da bu soruların sorulması olduğu düşünülürse, cevapsız kalması Çin'in daha çok işine gelecektir.
Trump, bu gerçek mi, hedef çarpıtması olduğunu henüz bilmediğimiz meseleye tabii ki bir tweetle örtük bir cevap verdi ve artık koronavirüsü COVID-19 olarak değil, Çin virüsü olarak nitelemeye başladı. "Suçu bize atmayın, problem sizden çıktı"nın en Trumpça açıklaması da bu olabilirdi.
Öte yandan Çin, global salgınla mücadele sürecinden bir süper güç olduğunu göstererek çıkmak istiyor. Amerika, daha kendi vatandaşlarının sağlığı ile ilgilenemez durumdayken, Çin, krizdeki en çok ülkeye yardım sağlayan lider konumuna yükseldi bile. Alibaba'nın kurucusu Jack Ma ile işbirliği içinde Çin Devleti, 54 afrika ülkesine, İtalya ve İspanya gibi Avrupa ülkelerine, Pakistan, Japonya, İran gibi ülkelere ve evet bildiniz, "dünyanın en güçlü ülkesi" Amerika Birleşik Devletleri'ne yardım gönderiyor.
Yani Çin, "Hem krizle kendim baş edip vatandaşlarımı korudum, hem de dünyanın süper gücüne ve gelişmiş ülkelerine el uzatıyorum" mesajını başarılı biçimde veriyor. Tabii Çin'deki baskıcı karantina uygulamalarının bu 'başarı'daki payı da, 1 Ocak'ta virüsün varlığından bahseden 8 sağlık çalışanını yalan söyleyip halkı paniğe sevk etmekten tutuklamalarını da unutmamak gerekiyor.
Salgın yayılmayı sürdürürken, beraberinde getirdiği dezenformasyon savaşları da devam edecek. Ta ki tedavi bulunana dek! Tedaviyi hangi ülkenin bulacağı, resmi daha netleştirebilir...