Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

Zehirli kalem ve zayıf düdük

İran Başbakanı Musaddık'ın, İngiliz- Amerikan istihbarat örgütlerinin birlikte gerçekleştirdiği "Ajax operasyonu"yla devrilmesinin üzerinden 67 yıl geçti.
Ağustos 1953'te, 'sokak isyanları'yla devrilen ve yerine İran Şahı'nın yönetiminde General Zahedi'nin getirildiği Musaddık'ın en büyük günahı, İran petrolünün sömürülmesine son verip petrol gelirini millîleştirmeye gitmesiydi.
Alternatif lider Şah ise o kadar karaktersiz bir adamdı ki, CIA içindeki lakabı 'Zayıf düdük'tü. Sanırım biraz da Şah'ı istedikleri gibi 'öttüreceklerinden' emin oldukları içindi.
CIA, darbedeki rolünü 2013'te ilk kez resmen kabul ederek, ilgili belgeleri yayınladı.
Söz konusu belgeleri, ilgilenen herkesin okumasını tavsiye ederim.
Zira hem tarihe ışık tutan hem de CIA'in hedefe koyduğu lideri nasıl devirmeye çalıştığını somut biçimde örnekleyen nadir belgeler bunlar.
Size CIA'in Musaddık'ı devirmeye yönelik yöntemlerini ve kapasitesini anlattığı bölümlerden alıntı yapmak istiyorum:
"Kitle iletişim araçları (basın, vb.):
CIA, anti-Tudeh propagandasını yaymakta etkili olduğunu kanıtlamış, basından, siyaset ve din dünyasından pek çok kontağı içeren bir ağı kontrol etmektedir." Dikkatinizi çekerim, yer İran ve sene 1952-53 arası... CIA, basın, siyaset ve "din" dünyasını ele geçirdiğini rapor ediyor.
Şimdi İran'dan farklı olarak istihbaratından ordusuna, eğitiminden hariciyesine on yıllarca Amerikan müdahalesiyle şekillendirilmiş ülkemizdeki CIA etkisinin bugün ne derecede olabileceğini düşünün ve bir sonraki maddeyi bu gözle okuyun:
"Zehirli kalem, kişisel reddiyeler, dedikodu yayma, vb.: CIA, Musaddık dahil olmak üzere İran'daki herhangi bir siyasi figüre yönelik kişisel saldırılar yapmak noktasında oldukça geniş araçlara sahiptir." 'Zehirli kalem' (Poison pen), hedeflenen kişiye yönelik karalama ve iftira kampanyaları düzenlemek, 'şüyuu vukuundan beter' anlayışıyla basında ve halk arasında gerçekliği olmayan şayialar yaymak biçiminde tercüme edilebilir.
Belki kimi 'gazeteciler'in ya da karanlık oda gibi sitelerin neden ısrarla yalan ve iftira dolu, 'iddia ediliyor' kalıbıyla her gün karalamayı amaçlayan içerik ürettiğini merak ediyorsunuzdur. Cevabı işte burada. İlla CIA'ye çalışıyor olmaları gerekmiyor ama bu kadar rahat iftira atabilen kişi ve kurumların 'zehirli kâlem' taktiğini uygulayarak bir yerlere çalıştığı açık.
Zira her iftiralarıyla gündemi daha çok meşgul edip, iktidarı daha çok yorup, inanan yüz kişi çıksa kârdır deyip yollarına kaldıkları yerden devam ediyorlar.
Bu arada bizim gibi isimler de resmimizin yanına demediğimiz iğrenç cümlelerin iliştirildiği capslerin ışık hızıyla yayıldığı bir lağım çukurunda varlık mücadelesi verirken, öte yandan da her gün birkaç yalan haberin doğrusunu duyurmaya çabalıyoruz.
Geldik bizi yakından ilgilendiren bir diğer maddeye...
"Sokak isyanları, gösteriler, çeteler, vb.: CIA, Tudeh karşıtı gösteriler oluşturmaktaki kabiliyetini kanıtlamıştır.
Ancak bunu uygun şartlar oluştuğunda ve merkezî hükümet çok güçlü itiraz etmediğinde gerçekleştirebilmektedir." Aklınıza sanırım Türkiye tarihindeki en büyük ayaklanma olan Gezi isyanı gelmiştir. Toplumun adım adım 'kaynatılarak' hazırlandığı dönemde, FETÖ'cü polislerin kışkırtıcı tavırlarının da etkisiyle ivme kazandırılmıştı. Dönemin Başbakanı Erdoğan'ın iki hafta boyunca krizi bir yandan Gezicilerle görüşüp bir yandan taviz vermeden yürütmesi sonucu başarıya ulaşamamıştı.
Dönemin "merkezi hükümetten güçlü itiraz" getirmeyenlerdiye düşündüğümde ise aklıma 'Sandık her şey değildir' diyen dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve işi özür dilemeye kadar götüren Bülent Arınç geliyor.
Peki, günümüz Türkiyesinin en zehirli kalemi ve en zayıf düdüğü sizce kimlerdir?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA