Üst düzey bir kaynağım, birkaç yıl önce bahsetmişti. Avrupalı devletler, DEAŞ'a katılım hazırlığındaki vatandaşlarını tespit etseler de engellemiyor ve gelişlerini Türkiye'ye bildirmiyorlardı.
Çünkü tek istedikleri radikalleşmiş bu insanlardan kurtulmaktı.
İstihbarat paylaşmamalarına rağmen, işlerine geldiğinde de Türkiye'yi, bu DEAŞ mensuplarını yakalamamakla veya sınırlarını iyi kontrol etmemekle suçlayıp sıyrılıyorlardı.
Şimdi yine benzer bir yola başvuruyorlar.
Türkiye'nin yakaladığı Avrupa'dan gelen DEAŞ'lıların vatandaşlıklarını iptal edip, bize "başınızın çaresine bakın" diyorlar.
Dün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Belçika'nın "DEAŞ'lılar yakalandığı yerde yargılansın" çıkışına şu sözlerle, 'yok öyle yağma' dedi:
"Ne için? DEAŞ'lılar oraya gitmesinler, Avrupa ülkelerine gitmesinler.
O zaman koskoca bir soru sormak isterim, Fehriye Erdal'ı bize niye vermediniz? Madem suç işlendiği yerde değerlendirilecekti, sorgulanacaktı.
Çifte standardı Avrupa defalarca üretmeye çalışmaktadır. Ne yaparlarsa yapsınlar, arkadaşlarımız hazırlıklarını yapıyorlar, DEAŞ'lıları onlara göndereceğiz.
Nasıl göndereceğimizi de biliyoruz."
Sabancı suikastı faili ve DHKP-C üyesi Erdal'ın hatırlatılması boşuna değil. Belçika iade etmedi, 'biz yargılayacağız' dedi.
Sonra Erdal nasılsa resmî gözaltındayken kaybedildi. En sonunda, daha birkaç ay önce, Belçika federal polisi, Erdal'ın yakalanması için dosyasını yeniden açtı.
Gelelim Avrupalı DEAŞ'lılara...
Beş yıl içerisinde, Avrupa'dan DEAŞ'a katılan kişi sayısının 5 bin 904 olduğu belirtiliyor.
Bunun Bin 910'u Fransa'dan, 960'ı Almanya'dan, 850'si İngiltere'den, 498'i Belçika'dan ve 311'i İsveç'ten gelmiş. Ölenler ve Irak veya Suriye gibi ülkelerde bulunanlar hariç Türkiye'nin elinde de Avrupa'ya iade edilmeye bekleyen DEAŞ'lılar var.
Avrupa, mülteci meselesinde maddi gerekliliklerini yerine getirmeyip Türkiye'yi suçladığı gibi DEAŞ meselesinde de "kendi başınızın çaresine bakın" deyip ellerini yıkayabileceğini sanıyorsa çok yanılıyor.
DEAŞ'a destek vermekle suçladıkları Türkiye'den şimdi 'kendi DEAŞ'lılaranı' yargılamasını, bunun yükünü de bizim çekmemizi bekliyorlar.
DEAŞ'la savaşıp şehit vermiş, mücadelesini karada yürüterek sınırlarından DEAŞ'ı temizlemiş tek NATO üyesi ülkeyiz. Fakat Avrupa'nın 'pislik'lerini temizleyecek de değiliz.