Avrupa Birliği Liderler Zirvesi, Brüksel'de toplandı ve Barış Pınarı Harekâtı ile ilgili sonuç bildirgesi yayınladı.
Metinde, "AB, Türkiye'nin Suriye'nin kuzey doğusundaki tek taraflı askeri harekatını kınıyor" ifadelerinin yanı sıra, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri arasında varılan anlaşmanın "not edildiği" belirtildi. Ayrıca üye ülkelerin, harekâttan beş gün sonra gerçekleşen AB Dış İlişkiler Konseyi'nde alınan Türkiye'ye silah ihracatının askıya alınması kararını onayladıklarını hatırlattılar.
Avrupa Birliği, DEAŞ ardarda ülkemizde intihar saldırısından silahlı teröre her tür şiddeti uygularken ortada yoktu. Aynı şekilde YPG'den eğitim almış teröristler otobüs duraklarında, stadyumlarda kendilerini patlatıp onlarca vatandaşımızın hayatına mal olduğunda da yoktu.
Türkiye, DEAŞ terörüne 315 kişiyi kurban verdi. Toplamda 10 intihar saldırısı düzenleyen DEAŞ, 7 tane de bombalı saldırı yaptı. YPG'ninse PKK'dan bir farkı yok ama hatırlatmak zorundayım ki Ankara Merasim Sokak ve Vodafone Arena saldırılarındaki teröristler Abdülbaki Sömer ve Seher Çağla Demir'in YPG kamplarında eğitim aldığı birebir tesbit edilmişti. DEAŞ-YPG işbirliği yüzünden 2015-2016 yılları, bizim için kâbustan farksızdı. Avrupa Birliği o zaman nerdeydi? Mültecilere evsahipliği yapmamızdan memnun, vize muafiyeti bile tanımayarak Türkiye'ye sırtını dönmekle...
Darbeden bile 20 gün sonra Türkiye'ye temsilci yollayabilen bir AB ile aslında iletişim yolları uzun yıllardır kapalı. Ama ne zamanki YPG'nin 'devletçik' kurma hayallerini tuzla buz ettik, bir anda karşımıza silah ambargolarıyla dikilmeyi biliyorlar.
2011'den bu yana ağırladığımız mülteci sayısı 4 milyonu geçmiş. AB, bu süreçte üstüne düşen mali fonu aktarmak istemez. Kapılarını mültecilere açmak istemez. Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde YPG'den arındırılmış bir güvenli bölge oluşturup mültecileri geri döndürmesini istemez. Peki, bu AB ne ister? Her yükü biz çekelim, kendileri de 'özgür dünya' diye keyfini mi sürsün? Ne âlâ memleket!
Değil 4 milyon, 1 milyon mültecinin Avrupa'ya geçme özgürlüğünün önünde durmasak dağılacak bir birlik için bu özgüven oldukça fazla... Dahası Trump, bir dönem daha seçilirse, NATO ve AB ile ilişkiler hakkındaki düşüncelerini de hayata geçirirse iyiden iyiye Rusya'ya yem olacaklar. Ama küçük bir terörist grup için tüm Türkiye'yi karşılarına alıyorlar.
Bu sığlıkla çok açılmasınlar derim; Türkiye onlara derin gelir.