Eisenhower, 34. Amerikan Başkanı olmadan evvel beş yıldızlı bir Amerikan orgeneraliydi.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, müttefik devletlerin başkomutanıydı.
Normandiya Çıkarması'nı yöneten kişiydi. Savaş sonrası, Truman'ın ardından 1953'te ABD Başkanı oldu ve iki dönem ülkeyi yönetti.
Eisenhower, sadece askeriyeye en hakim ABD Başkanlarından biri değildi. CIA de onun döneminde çağ atladı ve Endonezya'dan İran'a, Guatemala'dan Mısır'a global ölçüde örtük operasyonlarını artırdı.
Böylesi bir askerî-istihbarî kariyer sahibi olan ABD Başkanı, Başkanlığının bitiminde, ulusa veda konuşmasında beklenmedik bir uyarıda bulunacak ve şöyle diyecekti:
"Hükümet kurullarında, askerîendüstriyel yapının gayrimeşru tesir elde etmesi karşısında teyakkuzda olmalıyız. Hak edilmemiş gücün felaket sonuçlara gebe yükseliş potansiyeli vardır ve olmaya devam edecektir." Bu konuşmanın üzerinden 58 yıl geçtikten sonra, ilk kez bir Amerikan Başkanı, "Ortadoğu'daki savaşlardan çekilmekten" ve ülkenin kendi esas sorunlarına odaklanmaktan bahsediyor.
Trump'ın seçim kampanyasının vaatlerinden biri olan bu sözün yansımasını bugün yaşıyoruz.
Trump, PKK/YPG ile bir ittifakımız var ise de "paralarını ödedik" dercesine artık orada kalmalarının bir anlamı olmadığını, DEAŞ'ın bitirildiğini, tutuklu DEAŞ'lıların Türkiye'nin sorumluluğuna bırakıldığını ve Kuzey Suriye'ye yönelik Türkye'nin herhangi bir girşimine engel olmayacaklarını ilan etti. Dün itibariyle Suriye sınırımızdaki Amerikan birliklerinin çekilmeye başladığı haberi geldi.
Suriye'den çekilme kararıyla Trump ile askerî-endüstriyel yapı arasındaki kavga başka bir boyuta taşınacak.
Şu anda ülkesinde azil süreciyle baş eden Trump'a bu kararının bedeli ödetilmeye çalışılacaktır. Başkan Erdoğan ile kasım ayında görüşecek olan Trump'ın Pentagon ile karşı karşıya geldiği bu nokta, Türkiye'nin çıkarları açısından olumludur.
Amerikan askerlerinin çekilmesine ve PKK/YPG'nin korkudan titremesine, sınırdan içeri düşen gölgemiz bile yetmiştir.
Başkan Erdoğan'ın devlet adamlığı, bir kez daha kendini gösermiştir.
CHP ve HDP vekilleri de kameralar önünde ağlamak yerine takvimlerini boşaltsın; gitmek zorunda kalacakları taziye ziyaretleri artacak!