CHP'nin son açıkladığı parti programında bile, "Ulusal Güvenlik ve Dış Politika" diye bir bölüm vardı.
Gerçi bu iki devasa başlığın, 344 sayfa içinde topu topu 27 sayfa tutması güvenlik anlayışlarına dair bir fikir veriyordu ama yine de en azından başlık olarak önemsenmişti. O parti programında, millî güvenliğe tehdit olarak tanımlanan terör örgütleri içinde FETÖ yoktu. YPG yoktu.
DHKP-C zaten yok.
Ne var? "Kuzey Irak'ta konuşlanan PKK" yani CHP, olur da YPG'yi incitmeyelim diye, parti programında PKK'yı bile Kuzey Irak'taki varlığıyla sınırlandırmıştı.
Bunları bilerek, CHP'nin seçim beyannamesine bakayım dedim, İzlanda'da bile siyasî partiler terörle mücadeleye daha çok yer ayırıyordur, eminim. İki yıl önce darbe atlatmış bir ülkenin ana muhalefet partisinin seçim beyannmesinde tek satır FETÖ ile mücadele yok!
YPG ile mücadele yok! Üstelik bu kez PKK ile de mücadele yok. Yanlış duymadınız, CHP tek kelime PKK'dan bahis açmıyor; iktidar olurlarsa terörle nasıl mücadele edeceklerini anlatmıyor. Dahası, "TSK'nın Suriye'deki misyonunu bir an önce sona erdireceğiz" denilerek, yüzden fazla şehit verip güvenliğimizi sağlamak için temizlediğimiz sınırları tekrar YPG ve Esed'e iade etmekten bahsediyor.
Peki, ne mi vaat ediyor? Olağanüstü hali kaldırmayı vaat ediyor. Ardından FETÖ sebebiyle işinden çıkarılanları, tekrar işlerine döndürmeyi vaat ediyor. Polis kanununda değişiklik yapıp, tehditlere karşı polisin elini kolunu daha çok bağlamayı teklif ediyor.
Koruculuk sistemini kaldırmayı vaat ediyor.
"Kürt sorunu" diye bir başlık açıp, anadilde eğitimden özerkliğe değin bir skalada değişiklikler yapmayı vaat ediyor. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'ndaki çekinceleri kaldırmayı vaat ediyor.
CHP'lileri bilmem ama Pensilvanya ve Kandil, bu beyannameyi beğendi.
***
Madımak'ta ölenleri aptal yerine koymak
Saadet Partisi, ortağı CHP sayesinde, %10 barajı dert etmeden Meclis'e girecek. Hatta beş ilde, SP'liler, direkt CHP listelerinden aday gösterildi bile.
İşte bu ittifakın parçası SP'nin lideri Karamollaoğlu, geçtiğimiz günlerde, Madımak Katliamı ile alakalı akla ziyan sözler sarf etti. Madımak'ı bir katliam olarak görmediğini çünkü kasıt olmadığını belirten Karamollaoğlu, son noktayı şöyle koydu: "İçerideki insanlar pencereleri açmadıklarından dolayı ölmüş." Sadece öleni değil, kalanı da aptal yerine koyan bu sözleri herhangi bir Ak Partili ilçe yöneticisinin amca oğlunun kaynı söyleseydi, muhalif medya haber yapardı. Ancak 'Bilge Lider Temel' söyleyince, "canlar" sus pus kalıverdi. Yazık, gerçekten yazık.
***
Malul sayılmayan gazilerimiz hakkında düzenleme yapılsın
Terörle mücadele sırasında yaralanan, hatta vücudunda şarapnel parçasıyla yaşamak zorunda kalan, kalıcı hasar görmüş olan, iş gücü kaybı yaşayan ama yine de SGK'nın tam 65 yıllık, 1053 sayılı nizamnamesine göre "gazi" kapsamına alınmayan gazilerimiz var. Sayılarının 20 bin olduğu söyleniyor. Bürokrasideki bazı aksaklıklar yüzünden, tedavi süreçlerinden aylık kazançlarına değin pek çok alanda mağduriyet yaşamaya devam ediyorlar. Geçtiğimiz yıl yayınlanan 684 sayılı KHK gereğince, bu sorunun giderilmesi öngörülmüştü fakat maksat hasıl olmadı. Seçimlerden sonra, iktidardan bu alana da muhakkak yönelmesi çağrısında bulunmak istiyorum. Bir toplumun seviyesini, kendisini onun için fedâ edenlere muamelesi gösterir. Gazilerimize sahip çıkalım.